Birinize ölüm geldiği zaman; eğer geride bir hayır bırakıyorsa, anneye, babaya, yakın akrabaya örfe uygun bir şekilde vasiyette bulunmak, takva sahibi olanların üzerine bir hak olarak yazıldı.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kutibe | yazıldı | كتب |
2 | aleykum | size | |
3 | iza | zaman | |
4 | hadera | geldiği | حضر |
5 | ehadekumu | birinize | احد |
6 | l-mevtu | ölüm | موت |
7 | in | eğer | |
8 | terake | bırakacaksa | ترك |
9 | hayran | bir hayır (mal) | خير |
10 | l-vesiyyetu | vasiyyet etmek | وصي |
11 | lilvalideyni | anaya babaya | ولد |
12 | vel'ekrabine | ve yakınlara | قرب |
13 | bil-mea'rufi | uygun bir biçimde | عرف |
14 | hakkan | bir haktır (borçtur) | حقق |
15 | ala | üzerine | |
16 | l-muttekine | muttakiler | وقي |
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek sakınanlar üzerine bir borçtur.
Birinize ölüm geldiği zaman, bir hayır (mal) bırakacaksa ana babaya ve yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek, muttakîler (duyarlı olanlar) üzerinde bir borç olarak farz kılınmıştır.*
Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir.*
Birinize ölüm geldiği zaman; eğer geride bir hayır* bırakıyorsa, anneye, babaya, yakın akrabaya örfe uygun bir şekilde vasiyette bulunmak, takva sahibi olanların üzerine bir hak olarak yazıldı.*
Birinize ölüm gelir de geriye mal bırakmış olursa, onu, anası, babası ve en yakınları arasında belirlenmiş paylara göre bölüştürmek,* içinizden Allah'tan çekinerek kendini koruyanlar üzerine farz kılınmıştır.
Birinize ölüm geldiğinde, arkasında bir iyilik bırakacaksa, annebabaya ve akrabalara, uygun bir son istekte bulunması, sorumluluk bilinci taşıyanların üzerine bir yükümlülüktür.
Herhangi birinize ölüm yaklaştığında eğer geriye bir değer bırakıyorsa, münasip bir biçimde anne-babaya ve yakın akrabaya vasiyet etmek size farz kılındı. Bu, Allah'a karşı sorumluluk duyanların uymaları gereken bir hakikattir.
İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir hak olarak...
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak- size yazıldı (farz kılındı).
Birinize ölüm geldiği vakit, bir mal bırakacaksa, babası, annesi ve en yakın akrabası için meşru bir biçimde vasiyette bulunması, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar üzerine yapılması gerekli bir hak olarak üzerinize yazıldı.
Herhangi birinize ölüm yaklaştığında, eğer arkasında yeterli bir servet bırakıyorsa, ebeveynine ve (diğer) yakın akrabalarına uygun şekilde vasiyette bulunmak size farz kılındı: Bu, Allah'a karşı sorumluluk bilincini duyanlar için bir yükümlülüktür.
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak- size farz kılındı.
Birinize ölüm geldiği vakit bir hayır -bir mal- bırakacaksa, babası ve anası ve en yakın akrıbası için meşru bir surette vasıyyet etmek müttekiler üzerine icrası vacib bir hak olarak üzerinize yazıldı
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bırakacaksa, anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyyet etmek, korunanlar üzerine bir borçtur.
Sizden birine ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması - Tanrı'ya karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak - size yazıldı.
Sizden birinize ölüm gelib çatdığı vakit eğer mal bırakacaksa anaya, babaya, yakın akrabaya meşru' bir suretde vasıyyetde bulunmak takvaa sahihleri üzerinde bir hak olarak farzedildi.
Sizden birinize ölüm geldiği zaman; eğer bir hayır bırakacaksa; anaya, babaya, yakın akrabaya, ma'ruf şekilde vasiyette bulunması farz kılındı. Bu, takva sahibleri üzerinde bir haktır.
Sizden birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakacaksa; anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek, muttakiler üzerine bir borç olarak yazıldı.
Sizden öleceğini hisseden herhangi biriniz, geriye mal bırakacaksa; Annesi, babası ve akrabaları için, münasip bir tarzda vasiyet etmesi size farz kılındı. Bu, haksızlık yapmaktan korunan takvalılar üzerine borçtur.
Birinize ölüm yaklaştığında eğer bir hayır (miras - mal) bırakacaksa, ana-babası veya akrabaları için vasiyet etsin. Bu korunmak isteyenler için bir haktır!
Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir.
Birinize ölüm geldiği zaman; eğer geride bir hayır* bırakıyorsa, anneye, babaya, yakın akrabaya örfe uygun bir şekilde vasiyette bulunmak, muttakilerin* üzerine bir hak olarak yazıldı.*
It is decreed for you that if death should come to any of you, that it is best if he leaves a will for his family and relatives out of goodness; this is a truth for the righteous.
Prescribed for you when death is present with one of you, if he leaves wealth: the bequest to parents and relatives according to what is fitting is binding upon those of prudent fear.
It is prescribed for you, when death approaches one of you and if he has some goods to leave, to make a will in favour of his parents and relatives, correctly and fairly: a duty for all those who have taqwa.
It is decreed that when death approaches, you shall write a will for the benefit of the parents and relatives, equitably. This is a duty upon the righteous.
It is decreed for you that if death should come to any of you, that it is best if he leaves a will for his family and relatives out of goodness; this is a truth for the righteous.
It is decreed for you that if death should come to any of you, that it is best if he/she leaves a property, then a will should be for parents and relatives, according to recognized norms. This is due right for the righteous.