Farz kılıp ta kendilerine dokunmadığınız kadınları boşarsanız, farz kılınanın yarısı onlarındır. Ancak kendisinin veya nikah akdini elinde tutanın, bundan vazgeçmesi hariç. Bununla birlikte, mehirin tamamının verilmesi takvaya daha uygundur. Aranızda birbirinize iyilik yapmayı ihmal etmeyin. Kuşkusuz, Allah, yaptığınız her şeyi görür.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve in | ve eğer | |
2 | tallektumuhunne | onları boşarsanız | طلق |
3 | min | ||
4 | kabli | önce | قبل |
5 | en | ||
6 | temessuhunne | henüz dokunmadan | مسس |
7 | vekad | takdirde | |
8 | feradtum | (bir mehir) tesbit ettiğiniz | فرض |
9 | lehunne | onlar için | |
10 | ferideten | vermeniz gerekir | فرض |
11 | fenisfu | yarısını | نصف |
12 | ma | şeyin (mehrin) | |
13 | feradtum | tesbit ettiğiniz | فرض |
14 | illa | hariç | |
15 | en | ||
16 | yea'fune | (kadının) vazgeçmesi | عفو |
17 | ev | veya | |
18 | yea'fuve | vazgeçmesi | عفو |
19 | llezi | kimsenin (erkeğin) | |
20 | biyedihi | elinde olan | يدي |
21 | ukdetu | akdi | عقد |
22 | n-nikahi | nikah | نكح |
23 | ve en | ||
24 | tea'fu | (erkekler) sizin affetmeniz | عفو |
25 | ekrabu | daha yakındır | قرب |
26 | littekva | takvaya | وقي |
27 | ve la | ||
28 | tensevu | unutmayın | نسي |
29 | l-fedle | iyilik etmeyi | فضل |
30 | beynekum | birbirinize | بين |
31 | inne | şüphesiz | |
32 | llahe | Allah | |
33 | bima | şeyleri | |
34 | tea'melune | yaptıklarınız | عمل |
35 | besirun | görür | بصر |
Eğer onları, cinsel ilişkiye girmeden boşar da, mehir tayin etmiş bulunursanız, o vakit üzerinize düşen yükümlülük, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermektir. Ancak, kadınların vazgeçmesi veya nikah bağı elinde bulunanın vazgeçmesi hali müstesna! Mehirden vazgeçmeniz takvaya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayınız. Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.
Kendilerine mehir belirleyerek evlendiğiniz kadınları, onlara dokunmadan (cinsel ilişkiye girmeden) boşarsanız, kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın) vazgeçmesi durumu dışında, belirlediğiniz mehrin yarısı* (onların hakkı)dır. Affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz) takvâya (duyarlılığa) daha uygundur. Aranızda iyiliği unutmayın!* Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı görendir
Mehir biçtikten sonra, ancak onlara dokunmadan önce onları boşamışsanız kendilerine söz verdiğiniz mehrin yarısını vermelisiniz. Ancak, kadın hakkından vazgeçerse veya koca mehrin tümünü vermek isterse başka... Vazgeçmeniz daha erdemli bir davranıştır. Aranızdaki dostluğu unutmayın. ALLAH yaptıklarınızı Görendir.
Farz kılıp ta* kendilerine dokunmadığınız kadınları boşarsanız, farz kılınanın* yarısı onlarındır. Ancak kendisinin veya nikah akdini elinde tutanın, bundan vazgeçmesi hariç. Bununla birlikte, mehirin tamamının verilmesi takvaya daha uygundur. Aranızda birbirinize iyilik yapmayı ihmal etmeyin. Kuşkusuz, Allah, yaptığınız her şeyi görür.
Mehirlerini kesinleştirdiğiniz kadınları ilişkiye girmeden boşarsanız, kesinleşen mehrin yarısını vermelisiniz. Kadınlar veya nikah düğümü elinde olan eş,* hakkından vazgeçerse başka. (Ey erkekler!) Sizin vazgeçmeniz, takva (konumunuzu koruma) açısından daha uygundur. Aranızdaki farkı unutmayın. Yaptığınız her şeyi gören Allah'tır.
Ödence belirledikten sonra, onlara el sürmeden boşarsanız, belirlediğiniz ödencenin yarısı onlarındır; bundan cayması veya evlilik sözleşmesiyle bağlı olanın bağışlaması durumu dışında. Sizin bağışlamanız, sorumluluk bilincine daha yakındır. Karşılıklı olarak eli açık davranmayı unutmayın. Kuşkusuz, Allah, yaptıklarınızı Görendir.*
Eğer kendilerine dokunmadan fakat mehirlerini tesbit ettikten sonra boşarsanız, bu durumda tesbit ettiğiniz miktarın yarısı onlarındır; ancak onların bundan vazgeçmeleri ya da nikah bağını elinde tutan kimsenin vazgeçmesi müstesna. Vazgeçmeniz takvaya daha uygundur, zira birbirine karşı fedakarca davranmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın: çünkü Allah yaptığınız her şeyi görmektedir.
Bir mehr belirlemişseniz ve kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kestiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak kadınların vazgeçmesi ile, nikah bağı elinde bulunan erkeğin durumu müstesna. Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki lütufkarlık farkını unutmayın. Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir.
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.
Eğer onları el sürmeden boşar da mehir kesmiş bulunursanız borç, o belirlediğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikah akdine yetkili bulunan erkek affederse, o başka. Erkekler, sizin fazlasıyla vermeniz takvaya daha yakındır! Aranızda faziletle davranmayı unutmayın! Şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız görür.
Ve eğer dokunmadan önce, ama mehrini karşıladıktan sonra onları boşarsanız, o zaman, kararlaştırdığınızın yarısı(nı verin), ancak onların taleplerinden vazgeçmeleri veya nikah bağını elinde tutanın (mehrin yarısı ile ilgili) talebinden vazgeçmesi hali müstesna: Size düşenden vazgeçmeniz, Allah'a karşı sorumluluk bilincine daha uygundur. Ve birbirinize karşı lütufkar davranma(nız gereği)ni unutmayın: Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızı görür.
Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikah bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya (Allah'a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Ve eğer onları kendilerine el sürmeden boşar da mehir kesmiş bulunursanız o vakit borc o kesdiğiniz mıkdarın yarısıdır meğerki kadınlar afvetsinler veya nikahın düğümü elinde bulunan erkek afvetsin, erkekler! sizin afvetmeniz takvaya daha yakındır, aranızdaki fazlı unutmayın şüphesiz ki Allah her ne yaparsanız görür.
Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikah bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsamaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvaya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür.
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehir)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. (Veya: Birbirinize (karşı) faziletle davranmayı unutmayınız.) Kuşkusuz Tanrı yapmakta olduklarınızı görendir.
Eğer siz onları kendilerine temas etmeden önce boşar, (fakat daha evvelden) onlara bir mehir ta'yin etmiş bulunursanız, o halde ta'yin etdiğiniz (o mehr) in yarısı onlarındır. Meğer ki kendileri vazgeçmiş olsunlar, yahud nikah düğümü elinde bulunan kimse bağış yapmış olsun. (Ey erkekler) sizin bağışlamanız takvaaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şübhesiz Allah, ne yaparsanız hakkıyle görücüdür.
Bir mehir kestiğniz takdirde temas etmeden önce onları boşarsanız; kestiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Meğer, kendilerini bağışlamış veya nikah düğümü elinde bulunan kimse bağışlamış ola. Bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptığınız şeyleri görendir.
Eğer onlara mehir biçer de temas etmeden onları boşarsanız, -kendileri veya nikah akdi ellerinde olan kimsenin bağışlaması müstesna -belirlediğiniz mehrin yarısını onlara verin. Mehrin hepsini bağışlamanız takvaya daha uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah, şüphesiz yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Bir mehir belirlemiş olarak, kendilerine dokunmadan eşlerinizi boşarsanız, bu takdirde belirlediğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak eşler yahut nikah bağı elinde bulunan kocalar, gözü tok davranırsa başka! (Bu durumda kadın mehrinden vazgeçebilir veya erkek mehrin tamamını verebilir). Ey kocalar, sizin bağışlamanız (müsamaha gösterip mehrin tamamını bırakmanız) takvaya daha uygun düşer! Birbirinize lütuf ve mürüvvet göstermeyi unutmayın. Allah sizin bütün işlediklerinizi görür.
Kendilerine bir mehr tayin ettikten sonra, onlarla yatmadan önce boşamışsanız, karar verdiğiniz mehrin yarısını kendilerine verin. Ancak kendileri veya nikah akdi vekilleri vazgeçerse bu haktan, o başka. Sizin (mehrin tümünü ona) bağışlamanız ise takvaya daha uygundur. Birbirinize faziletli davranmayı unutmayın. Muhakkak Allah yaptıklarınızı Basıyr'dir (değerlendirmektedir).
Mehir biçtikten sonra, ancak onlara dokunmadan önce onları boşamışsanız kendilerine söz verdiğiniz mehrin yarısını vermelisiniz. Ancak, kadın hakkından vazgeçerse veya koca mehrin tümünü vermek isterse başka... Vazgeçmeniz daha erdemli bir davranıştır. Aranızdaki dostluğu unutmayın. ALLAH yaptıklarınızı Görendir.
Mehrinin miktarını tespit edip de kendilerine dokunmadığınız kadınları boşarsanız, belirlenen mehrin yarısı onlarındır. Ancak kendisinin veya nikah akdini elinde tutanın, bundan vazgeçmesi hariç. Bununla birlikte, mehrin tamamının verilmesi takvaya daha uygundur. Kuşkusuz, Allah, yaptığınız her şeyi görür.
And if you divorce them before having sexual intercourse with them, but you have already agreed to the dowry; then you must give half of what you have agreed, unless they forgive or the guardian over the marriage contract forgives. And if you forgive, it is closer to righteousness. And do not forget the favour between you; God is Seer over what you do.
And if you divorce them before you have touched them and you have already appointed for them an obligation, then half of what you appointed unless they forgo it, or he in whose hand is the knot of marriage forgoes it; and that you forgo is nearer to prudent fear. And forget not bounty between you, God sees what you do.
If you divorce them before you have touched them but have already allotted them a dowry, they should have half the amount which you allotted, unless they forgo it or the one in charge of the marriage contract forgoes it. To forgo it is closer to taqwa. Do not forget to show generosity to one another. Allah sees what you do.
If you divorce them before touching them, but after you had set the dowry for them, the compensation shall be half the dowry, unless they voluntarily forfeit their rights, or the party responsible for causing the divorce chooses to forfeit the dowry. To forfeit is closer to righteousness. You shall maintain the amicable relations among you. GOD is Seer of everything you do.
And if you divorce them before having sexual intercourse with them, but you have already set the dowry for them; then you must give half of what you have agreed, unless they forgive or the guardian over the marriage contract forgives. And if you forgive, it is closer to righteousness. And do not forget the favor between you; God is Seer of what you do.
If you divorce them before having sexual intercourse with them, but you have already agreed to the dowry, then you must give half of what you have agreed, unless they forgive or the guardian over the marriage contract forgives. If you forgive, it is closer to awareness. Do not forget the favor between you; God is Seer over what you do.