Hani bir zamanlar İbrahim: "Ey Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti. Allah: "İnanmıyor musun?" deyince; İbrahim: "Hayır, inanıyorum; ancak kalbimin yatışmasını istiyorum." dedi. Allah: "Kuşlardan dört tane tut, onları iyice tanı, sonra her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra onları kendine çağır, koşarak sana gelecekler." dedi. Allah, Mutlak Üstün Olan ve En Doğru Hüküm Veren'dir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | ve bir zaman | |
2 | kale | demişti | قول |
3 | ibrahimu | İbrahim | |
4 | rabbi | Rabbim | ربب |
5 | erini | bana göster | راي |
6 | keyfe | nasıl | كيف |
7 | tuhyi | dirilttiğini | حيي |
8 | l-mevta | ölüleri | موت |
9 | kale | (Allah) dedi | قول |
10 | evelem | yoksa | |
11 | tu'min | inanmadın mı | امن |
12 | kale | (İbrahim) dedi ki | قول |
13 | bela | Hayır (inandım) | |
14 | velakin | fakat | |
15 | liyetmeinne | tatmin olması için | طمن |
16 | kalbi | kalbimin | قلب |
17 | kale | dedi | قول |
18 | fehuz | o halde tut | اخذ |
19 | erbeaten | dördünü | ربع |
20 | mine | -dan | |
21 | t-tayri | kuşlar- | طير |
22 | fe surhunne | onları alıştır | صور |
23 | ileyke | kendine | |
24 | summe | sonra | |
25 | c'al | koy | جعل |
26 | ala | üzerine | |
27 | kulli | her | كلل |
28 | cebelin | dağın | جبل |
29 | minhunne | onlardan | |
30 | cuz'en | bir parça | جزا |
31 | summe | sonra | |
32 | d'uhunne | onları (kendine) çağır | دعو |
33 | ye'tineke | sana gelecekler | اتي |
34 | sea'yen | koşarak | سعي |
35 | vea'lem | bil ki | علم |
36 | enne | şüphesiz | |
37 | llahe | Allah | |
38 | azizun | daima üstün | عزز |
39 | hakimun | hüküm ve hikmet sahibidir | حكم |
Hani İbrahim, "Ey Rabbim! Ölüye nasıl hayat verdiğini bana göster!" demişti. O da, "Yoksa inanmıyor musun?" diye sormuştu. İbrahim,"Evet, inanıyorum ama kalbim tamamen doyuma ulaşsın" deyince Allah,"Dört kuş al ve onlara sana itaat etmeyi öğret, sonra onları her tepeye ayrı ayrı sal; sonra da onları çağır. Uçarak sana gelecekler. Bil ki Allah, her şeyden üstündür, hikmet sahibidir" dedi.
Hani İbrahim "Rabbim! Ölüyü nasıl diriltmekte olduğunu bana göster." demişti. (Rabbi ona) "İnanmadın mı?" diye sorunca (İbrahim) "Hayır (elbette inandım) fakat kalbimin tatmin olması için (görmek istedim)" demişti. Bunun üzerine (Allah) şöyle demişti: "Dört tane kuş alıp onları kendine alıştır; sonra her dağa onlardan birer parça koy! Ardından onları çağır; koşarak (uçarak) sana gelirler.* Bil ki Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir."
İbrahim, "Efendim, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster" demişti. "Yoksa onaylamıyor musun" dedi. "Elbette; ancak kalbimi güçlendirmesi için" dedi. "Dört kuş al ve onları iyice incele. Sonra her bir dağın üzerine onlardan bir parça yerleştir. Daha sonra onları çağır. Sana hemen gelecekler. Bilesin ki ALLAH Güçlüdür, Bilgedir" dedi.*
Hani bir zamanlar İbrahim: "Ey Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti. Allah: "İnanmıyor musun?" deyince; İbrahim: "Hayır, inanıyorum; ancak kalbimin yatışmasını istiyorum." dedi. Allah: "Kuşlardan dört tane tut, onları iyice tanı, sonra her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra onları kendine çağır, koşarak sana gelecekler." dedi. Allah, Mutlak Üstün Olan ve En Doğru Hüküm Veren'dir.
Bir gün İbrahim dedi ki: "Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana gösterir misin?" Allah "Yoksa inanmadın mı?" dedi. (İbrahim) "Hayır, inandım da içimin yatışması için!" dedi. "Öyleyse dört kuş tut, kendine alıştır, sonra (kes, parçala ve) her dağın başına onlardan birer parça koy. Daha sonra onları çağır, bütün güçleriyle sana geleceklerdir. Şunu bil ki üstün olan ve doğru karar veren Allah'tır." dedi.
Ve İbrahim, şöyle demişti: "Efendim! Ölülere nasıl yeniden yaşam verdiğini bana göster!" Dedi ki: "İnancın yok mu?" "Hayır, öyle değil! Fakat yüreğimin doygunluğa erişmesi için!" Dedi ki: "Öyleyse dört kuş yakala; onları kendine alıştır. Sonra, onların her birini bir dağın üzerine ayrı olarak bırak. Sonra da çağır; koşarak sana gelecekler. Çünkü bilmelisin ki, Allah, Üstündür; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir!"*
Hani İbrahim demişti ki: "Rabbim, ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster!" O da, "Yoksa inanmadın mı?" diye sordu. Cevap verdi: "Hayır, fakat kalbim mutmain olsun diye." O da, "O halde dört kuş al ve onları kendine (itaate) alıştır; bunun ardından onları ayrı ayrı bir tepeye sal ve onları çağır; uçarak sana gelecekler: İyi bil ki Allah her işinde mükemmeldir, her hükmünde tam isabet edendir."
Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabb'im, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona:) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."
Bir vakit İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti. Allah buyurdu: "Yoksa inanmadın mı?" İbrahim: "İnandım, ancak kalbimin iyice yatışması için." dedi. Allah buyurdu ki: "Öyle ise kuşlardan dördünü tut ve onları kendine çevir, iyice tanıdıktan sonra her dağ başına onlardan birer parça dağıt. Sonra onları çağır, koşa koşa sana gelsinler. Bil ki, Allah gerçekten güçlüdür ve hikmet sahibidir."
Hani İbrahim, "Ey Rabbim! Ölüye nasıl hayat verdiğini bana göster!" demişti. O da, "Yoksa inancın yok mu?" diye sormuştu. (İbrahim) cevap vermişti: "Hayır, ama (görmeme izin ver) ki kalbim tamamen mutmain olsun." "Öyleyse" demişti Allah, "Dört kuş al ve onlara sana itaat etmeyi öğret; sonra onları (etrafındaki) her tepeye ayrı ayrı sal; sonra da çağır: uçarak sana gelecekler. Bil ki Allah her şeye kadirdir, hikmet sahibidir."
Hani İbrahim, "Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için" demişti. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."
Bir vakıt da İbrahim: "yarabbi göster bana ölüleri nasıl diriltirsin?" demişti, "inanmadın mı ki? buyurdu, "inandım velakin kalbim iyice yatışmak için" dedi, öyle ise, buyurdu: Kuşlardan dördünü tut da onları kendine çevir, iyice tanıdıktan sonra her dağ başına onlardan birer parça dağıt sonra da çağır onları sana koşa koşa gelsinler; ve bil ki Allah hakikaten azizdir, hakimdir.
İbrahim de bir zaman: "Rabbim, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster!" demişti. (Allah); "İnanmadın mı?" dedi, (İbrahim): "Hayır (inandım), fakat kalbim kuvvet bulsun diye (görmek istiyorum) dedi. "O halde kuşlardan dördünü tut, onları kendine çek (kendine alıştır), sonra her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra onları kendine çağır; koşarak sana gelecekler. Bil ki, Allah daima üstün, hüküm ve hikmet sahibidir" dedi.
Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Tanrı ona:) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, kuşkusuz Tanrı, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."
Hani İbrahim: "Ey Rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster" demiş, (Allah, "Buna) inanmadın mı yoksa" demiş, o da "İnandım. Fakat kalbimin (gözümle de görerek) yatışması için (istedim" diye) söylemişdi. (Allah) dedi ki "Dört kuş tut. Onları kendine alışdır, sonra (kesib, hamur yapıp) her parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir". Bil ki şübhesiz Allah bir kaadir-i mutlakdır, tam bir hüküm ve hikmet saahibidir.
Hani İbrahim: Rabbım, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster, deyince. İnanmıyor musun? demişti. O da: Hayır öyle değil, ama kalbim iyice mutmain olsun, demişti. Öyleyse dört çeşit kuş al; onları kendine alıştır, sonra her dağ başına onlardan birer parça koy. Sonra onları, çağır, koşarak sana gelirler. Ve bil ki şüphesiz Allah, Aziz'dir, Hakim'dir.
İbrahim; -Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster, demişti. (Allah da:) -İnanmıyor musun? buyurunca: -Şüphesiz inanıyorum, fakat kalbimin tatmin olması için! (istiyorum) demişti. -Öyleyse dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her parçasını bir dağın üzerine koy, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bir vakit de İbrahim: "Ya Rabbi, ölüleri nasıl dirilteceğini bana gösterir misin?" demişti. Allah: "Ne o, yoksa buna inanmadın mı?" dedi. İbrahim şöyle cevap verdi: "Elbette inandım, lakin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim." Allah ona: "Dört kuş tut, onları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları çağır! Koşa koşa sana geleceklerdir. İyi bil ki Allah azizdir, hakimdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Hani İbrahim de: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. Rabbi de: "İman etmedin mi?" demişti. (İbrahim): "Ettim de, kalbimin mutmain olması için (fiilen görmek istedim).. . " "Kuşlardan dört tür al, onları kendine alıştır, sonra onların her birini dört tepeye koy; sonra da onları kendine çağır. Sana koşarak (uçarak) gelsinler. Bil ki Allah Aziyzdir, Hakiym'dir. "
İbrahim, 'Rabbim, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster,' demişti. 'Yoksa inanmıyor musun,' dedi. 'Evet; ancak kalbimi güçlendirmesi için.,' dedi. 'Dört kuş al ve onları iyice incele (farklı özelliklerini tanı). Sonra her bir dağın üzerine onlardan bir parça yerleştir. Daha sonra onları çağır. Sana hemen gelecekler. Bilesin ki ALLAH Güçlüdür, Bilgedir,' dedi.
Hani bir zamanlar İbrahim: "Ey Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti. Allah: "İnanmıyor musun?" deyince; İbrahim: "Hayır, inanıyorum; ancak kalbimin yatışmasını istiyorum." dedi. Allah: "Kuşlardan dört tane tut, onları iyice tanı, sonra her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra onları çağır, koşarak sana gelecekler." dedi. Allah, Mutlak Üstün Olan ve En Doğru Hüküm Veren'dir.
And Abraham said: "My Lord, show me how you resurrect the dead. " He said: "Do you not already believe" He said: "I do, but it is so my heart can be relieved." He said: "Choose four birds, then cut them, then place parts of the birds on each mountain, then call them to you; they will come racing towards you. And know that God is Noble, Wise".
And when Abraham said: “My Lord, show Thou me how Thou wilt give life to the dead,” He said: “Dost thou not believe?” Said he: “Verily, but that my heart should be at rest.” He said: “Take thou four birds, and cause thou them to incline to thee; then place thou a part of them upon each hill; then call thou to them — they will come to thee in haste. And know thou that God is exalted in might and wise.”
When Ibrahim said, ‘My Lord, show me how You bring the dead to life. ’ He asked, ‘Do you not then have iman?’ He replied, ‘Indeed I do! But so that my heart may be at peace.’ He said, ‘Take four birds and train them to yourself. Then put a part of them on each mountain and call to them; they will come rushing to you. Know that Allah is Almighty, All-Wise.’
Abraham said, "My Lord, show me how You revive the dead." He said, "Do you not believe?" He said, "Yes, but I wish to reassure my heart." He said, "Take four birds, study their marks, place a piece of each bird on top of a hill, then call them to you. They will come to you in a hurry. You should know that GOD is Almighty, Most Wise."
And Abraham said: "My Lord, show me how you resurrect the dead." He said: "Do you not already believe?" He said: "I do, but it is so my heart can be relieved." He said: "Choose four birds, then cut them, then place parts of the birds on each mountain, then call them to you; they will come racing towards you. And know that God is Noble, Wise."
Abraham said, "My Lord, show me how you resurrect the dead." He said, "Do you not already acknowledge?" He said, "I do, but to assure my heart." He said, "Choose four birds, then cut them, then place parts of the birds on each mountain, then call them to you; they will come racing towards you. Know that God is Noble, Wise."