Hani bir zamanlar, takva sahibi olmanız için, size verdiğimiz şeylere kuvvetle sarılıp kendinize mal etmek ve içindekilerini sürekli aklınızda tutmanız konusunda sizden söz almıştık. Ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | hani | |
2 | ehazna | almıştık | اخذ |
3 | misakakum | sizin sözünüzü | وثق |
4 | ve rafea'na | ve kaldırmıştık | رفع |
5 | fevkakumu | üzerinize | فوق |
6 | t-tura | dağı | طور |
7 | huzu | tutun | اخذ |
8 | ma | şeyi | |
9 | ateynakum | size verdiğimiz | اتي |
10 | bikuvvetin | kuvvetle | قوي |
11 | vezkuru | ve hatırlayın | ذكر |
12 | ma | şeyi | |
13 | fihi | içinde olan | |
14 | leallekum | belki de siz | |
15 | tettekune | korunursunuz | وقي |
Hani sizden sağlam bir söz almış, Tur'u da üstünüze kaldırmış ve "Size verdiğimiz kitabın hükümlerine sımsıkı sarılınız, içinde olanları hatırlayınız ki, ruh olgunluğuna ulaşasınız"demiştik.
Hani sizden sağlam bir söz almış, üzerinize (Sînâ)* Dağı(nı âdeta) kaldırmıştık. (Onlara) "Size verdiğimizi (Kitabı) kuvvetle alın (ona sıkıca tutunun)* ve içinde olanı hatırlayın ki takvâlı olabilesiniz." (demiştik).
Sina dağını üzerinize kaldırarak bir zamanlar sizden söz almıştık: "Size verdiğimize kuvvetle sarılın, içindekileri hatırlayın ki korunasınız" demiştik.
Hani bir zamanlar, takva sahibi* olmanız için, size verdiğimiz şeylere kuvvetle sarılıp kendinize mal etmek ve içindekilerini sürekli aklınızda tutmanız konusunda sizden söz almıştık. Ve Tur'u* üzerinize kaldırmıştık.
Bir gün üstünüze Tur'u* kaldırarak kesin söz almıştık: "Size verdiğimize sıkı sarılın, onda olanı aklınızdan çıkarmayın ki kendinizi koruyabilesiniz!" demiştik.
Sizden kesin söz aldığımızda, dağı üzerinize yükseltmiştik. "Size verdiğimize sımsıkı sarılın ve Onun içindekini hatırlayın; böylece, belki sorumluluk bilincine erişirsiniz!"
Bir zaman da (Sina) Dağı'nı başınıza dikip sizden (şöyle) söz almıştık: Size verdiğimiz mesaja sımsıkı sarılın, onun muhtevasını hatırdan çıkarmayın ki sorumluluğunuzun bilincine varasınız.
Hani, sizden şu şekilde kesin söz almış da Tur'u üzerinize kaldırmıştık: "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayıp zikredin ki, sakınabilesiniz."
Sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve demiştik ki:) "Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın, ki sakınasınız."
Bir vakit de sizden söz almıştık ve Tur'u üstünüze kaldırıp demiştik ki: "Verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve içindekilerden gafil olmayın ki, günahtan sakınmış olasınız."
İşte o zaman, Sina Dağı'nı üzerinize şahit tutarak ciddi ve samimi (görünen) taahhüdünüzü kabul etmiş ve "Size bahşettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sımsıkı sarılın ki Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız!" (demiştik).
Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tur dağını da tepenize dikmiş ve "Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab'ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)" demiştik.
Bir vakit de misakınızı almıştık, ve Turu üstünüze kaldırıp demiştik ki verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekinden gafil olmayın, gerek ki korunursunuz
Bir zaman da sizin sözünüzü almış, üzerinize dağı kaldırmıştık: "Size verdiğimizi kuvvetle tutun, içinde olanı hatırlayın ki (azabımızdan) korunasınız," (demiştik).
Sina dağını üzerinize kaldırarak sizden söz (misak) almıştık: "Size verdiğimize kuvvetle / sımsıkı sarılın, içindekileri / onda olanı anımsayın ki korunasınız (tettekun)" (demiştik).
Hani sizden (Tevrat ile amil olacağınıza dair) sapasağlam söz almışdık, "Tur" u da (tepenize iniverecek bir durumda) üstünüze kaldırmışdık, (ve demişdik ki:) "Size verdiğimiz (Kitab) ı (n hükümlerini) kuvvetle tutun, onda onlar (la amel etmek lüzumun) u hatırlayın. Ta ki (cehennemden, günahlardan) sakınmış olasınız".
Hani sizden sapasağlam söz almıştık. Tur'u da üstünüze kaldırmıştık. Size veridğimize sımsıkı sarılın, onda olanları hatırlayın ki sakınmış olasınız.
Sizden sapa sağlam söz almıştık. Dağı da üzerinize kaldırmış: -Allah'a karşı gelmekten sakınabilmeniz için size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onun içindekileri aklınızda tutun, demiştik.
Ey İsrail'in evlatları! Bir vakit de Tevratı uygulayacağınıza dair sizden söz almış, sonra bu ahdi bozduğunuz için Dağı üzerinize kaldırarak demiştik ki: "Size verdiğimiz Kitaba kuvvetle sarılın ve muhtevasını iyi inceleyip ders alın ki kötü akıbetten korunasınız.
Hani sizden söz almıştık ve Tur'u da üstünüze kaldırmıştık (Musa'nın bir mucizesi). Size verdiğimizi (hakikat bilgisini) bir kuvve olarak tutun ve onun içinde olanı zikredip hatırlayın ki korunabilesiniz.
Sina dağını üzerinize kaldırarak bir zamanlar sizden söz almıştık: 'Size verdiğimize kuvvetle sarılın, içindekileri hatırlayın ki korunasınız,' demiştik.
Hani bir zamanlar, sizden, takva sahibi olmanız için, size verdiğimiz şeylere kuvvetle sarılıp kendinize mal etmek ve içindekilerini sürekli aklınızda tutmanız konusunda sağlam bir söz almıştık. Ve turu* üzerinize kaldırmıştık.
And We took your covenant, and raised the mount above you: "Take what We have given you with strength, and remember what is in it that you may be righteous. "
And when We took your agreement and raised the mount above you: “Hold fast what We have given you, and remember what is therein, that you might be in prudent fear.”
Remember when We made the covenant with you and lifted up the Mount above your heads: ‘Take hold vigorously of what We have given you and pay heed to what is in it, so that hopefully you will have taqwa. ’
We made a covenant with you, as we raised Mount Sinai above you: "You shall uphold what we have given you strongly, and remember its contents, that you may be saved."
And We took your covenant, and raised the mount above you: "Take what We have given you with strength, and remember what is in it that you may be righteous."
We took your covenant, and raised the mount above you, "Take what We have given you with strength, and remember what is in it that you may be conscientious."