Böylece ahirete inanmayanların gönülleri ona yönelsin, ondan hoşlansınlar: yaptıkları şeyleri yapmaya devam etsinler.
Ahirete inanmayanların kalpleri, yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.
Ahirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar).
Ahiret onaylamayanların kalbi ona kansın, ondan hoşlansın ve gerçekten yapmak istediklerini yapabilsinler diye...
Böylece ahirete inanmayanların gönülleri ona* yönelsin, ondan hoşlansınlar: yaptıkları şeyleri yapmaya devam etsinler.*
Bunun bir sebebi de Ahirete inanmayanların o sözlere gönülleri aksın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçlarını işlemeye devam etsinler diyedir.
Sonsuz yaşama inanmayanların yüreklerinin ona aldanması, ondan hoşlanması ve yapacaklarını yapmaları için böyledir.
Zaten onların bundan amacı, ahirete inanmayanların gönüllerini o (yaldızla yalanlarla) çelmektir ki, berikiler ondan hoşlansınlar ve ulaşmak için çabaladıkları kötü sonuca ulaşabilsinler.
Ki ahirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler.
Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.
Bir de ahirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı söze meyletsin, ondan hoşlansınlar ve onların işlediği günahları işlesinler diye yaldızlı söz fısıldarlar.
Yine de, ahirete inanmayanların kalpleri Ona yönelebilsin ve Onda tatmin bulabilsinler diye, ayrıca ulaşabilecekleri (fazilet derecesi)ne ulaşabilsinler diye,
Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).
Bir de o yaldızlı lafa Ahırete inanmıyanların gönülleri aksın ve onu hoşlansınlar ve bu ele geçirmekte oldukları varidatı elde etsinler diye öyle yaparlar
Ki ahirete inanmayanların kalbleri o(nların yaldızlı sözleri)ne kansın, ondan hoşlansınlar ve onlar, işledikleri suçları işlemeğe devam etsinler.
Bir de ahirete inanmayanların yürekleri (efidet) ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.
Bir de (bu telkıyni) ahirete inanmazların gönülleri ona ağsın, ondan hoşlansınlar, kazanmakda oldukları (günahı) onlar ko-kazana dursunlar diye (yapar).
Bir de ahirete inanmayanların kalbleri ona meyletsin, ondan hoşlansınlar ve işlesinler diye.
Ahirete inanmayanların kalpleri o sözlere kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri günahları işlemeye devam etsinler.
Bir de bu telkini, ahirete inanmayanların gönülleri ona meyletsin, derken ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçlarını işlemeye devam etsinler diye yaparlar.
Ta ki, geleceklerindeki sonsuz yaşam süreçlerine iman etmeyenlerin fuadları (Esma mana özelliklerini şuura yansıtıcılar - kalp nöronları) ona (aldatıcı bilgiye) meyletsin, ondan hoşlansınlar; (buna göre de) yapacaklarını yapmaya devam etsinler.
Ahirete inanmıyanların kalbi ona kansın, ondan hoşlansın ve gerçekten yapmak istediklerini yapabilsinler diye.. .
Böylece ahirete inanmayanların gönülleri ona* yönelsin, ondan hoşlansınlar: işledikleri suçları işlemeye devam etsinler.*
That is so the hearts of those who do not believe in the Hereafter will listen to it, and they will accept it, and they will take of it what they will.
And that the hearts of those who believe not in the Hereafter might incline thereto, and be pleased therewith, and that they might commit what they are committing.
so that the hearts of those who do not have iman in the akhira incline towards them and are pleased with them and perpetrate whatever they perpetrate.
This is to let the minds of those who do not believe in the Hereafter listen to such fabrications, and accept them, and thus expose their real convictions.,
That is so the hearts of those who do not believe in the Hereafter will listen to it, and they will accept it, and they will take of it what they will.
That is so the hearts of those who do not acknowledge the Hereafter will listen to it, and they will accept it, and they will take of it what they will.