"Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı, kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, bildiğini yap, biz de bildiğimizi yapacağız." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve kalu | ve dediler ki | قول |
2 | kulubuna | kalblerimiz | قلب |
3 | fi | içinde var | |
4 | ekinnetin | kılıflar | كنن |
5 | mimma | şeye karşı | |
6 | ted'una | bizi çağırdığın | دعو |
7 | ileyhi | kendisine | |
8 | ve fi | ve var | |
9 | azanina | kulaklarımızda | اذن |
10 | vekrun | bir ağırlık | وقر |
11 | ve min | ve | |
12 | beynina | bizim aramızda var | بين |
13 | ve beynike | ve senin aranda | بين |
14 | hicabun | bir perde | حجب |
15 | fea'mel | sen (istediğini) yap | عمل |
16 | innena | elbette biz de | |
17 | aamilune | yapıyoruz | عمل |
Onlar, "Bizi çağırdığın şeye karşılık kalplerimiz perdelenmiştir. Kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda da bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapacağız" dediler.
(İnkârcılar) şöyle demişlerdi: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir (s)ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. (Sen istediğini) yap; biz de yapanlarız!"
Dediler ki: "Senin bizi çağırdığın şeye karşı sabit fikirliyiz, kulaklarımızda ağırlık ve bizimle sizin aranızda bir perde vardır. İstediğini yap, biz de yapacağız."
"Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı, kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, bildiğini yap, biz de bildiğimizi yapacağız." dediler.
Şunu söylerler: "Senin çağrına gönlümüz kapalı, kulaklarımız tıkalıdır; aramızda da perde var. Bizim işimiz yolunda; sen kendi işine bak."
Dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı yüreklerimiz kapalıdır; kulaklarımızda ağırlık ve aramızda bir perde vardır. Yap bakalım; aslında, biz de yapmaya devam edeceğiz!"
Bir de dönüp derler ki: "Kalplerimiz bizi çağırdığın şeye kapalıdır, kulaklarımızda kurşun vardır; dahası aramızda aşılmaz bir engel vardır. Şu halde sen (elinden geleni) yap, unutma ki biz de (elimizden ne geliyorsa onu) yapacağız!
Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız."
Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalblerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz."
ve şöyle demektedirler: "Kalplerimiz, senin bizi çağırdığın şeye karşı örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle aramıza bir gergi (perde) çekilmiştir. Haydi, yap yapacağını çünkü biz yapıyoruz!"
ve "(Ey Muhammed!)" derler, "Kalplerimiz bizi çağırdığın her şeye kapalıdır, kulaklarımız sağırdır ve bizimle senin aranda bir engel vardır. Öyleyse, sen (ne istersen) yap, unutma ki biz de (her zaman yaptığımızı) yine yapacağız!"
Dediler ki: "(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. O halde sen (istediğini) yap, şüphesiz biz de (istediğimizi) yapacağız."
Ve şöyle demektedirler: kalblerimiz senin bizi çağırdığın şeyden örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle bizim aramızdan bir gerki çekilmiştir, haydi yap yapacağını, çünkü biz yapıyoruz.
Dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kılıflar içinde, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde var. Sen (istediğini) yap, biz de (istediğimizi) yapıyoruz."
Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz."
Onlar "Bizi kendisine da'vet edegeldiğin şeyden kalblerimiz örtüler içindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. O halde sen (dinince) amel (ve hareket) et. Biz de şübhesiz (dinimize göre) amel (ve hareket) ediciyiz" derler.
Bizi, çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda bir perde var. Sen; istediğini yap, biz de yapıcılarız, dediler
-Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimizde örtüler, kulaklarımızda ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda da bir perde vardır. Sen çalış, biz de çalışacağız, dediler.
Ve derler ki: "Senin bizi davet ettiğin inançlara karşı kalplerimiz kapalıdır, örtüler içindedir; kulaklarımızda da ağırlık bulunmaktadır. Hem aramızda bir perde çekilmiştir. Artık bu durumda yapacağın bir şey varsa yap, biz de bildiğimiz gibi yapmaya devam edeceğiz!"
Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı bilinçlerimiz koza içindedir, kulaklarımızda bir ağır işitme var; bizimle senin aranda da bir perde mevcut! Artık yap elinden geleni; muhakkak ki biz de yapmaktayız. "
Dediler ki: 'Senin bizi çağırdığın şeye karşı sabit fikirliyiz, kulaklarımızda ağırlık ve bizimle sizin aranızda bir perde vardır. İstediğini yap, biz de yapacağız.
"Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı, kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, bildiğini yap, biz de bildiğimizi yapacağız." dediler.
And they said: "Our hearts are sealed from what you invite us to, and in our ears is a deafness, and there is a barrier between us and you. So do what you will, and so will we."
And they say: “Upon our hearts are coverings against that to which thou invitest us, and in our ears is deafness, and between us and thee is a partition; then work thou — we are working.”
They say, ‘Our hearts are covered up against what you call us to and there is a heaviness in our ears. There is a screen between us and you. So act – we are certainly acting.’
They said, "Our minds are made up, our ears are deaf to your message, and a barrier separates us from you. Do what you want, and so will we."
And they said: "Our hearts are sealed from what you invite us to, and in our ears is a deafness, and there is a barrier between us and you. So do what you will, and so will we."
They said, "Our hearts are sealed from what you invite us to, in our ears is deafness, and there is a barrier between us and you. So do what you will, and so will we."