Artık Sur'a bir tek üfleyişle üflendiği zaman,
Sura bir üfleyişle üflendiğinde;
(13, 14, 15) Sûr'a tek bir kez üflendiği, yer ve dağlar taşınarak birbirine tek çarpışla çarpıştırıldığı zaman, işte o gün o olay gerçekleşmiş (olacak)tır.
Boruya bir kez üfürüldüğü zaman,
Artık Sur'a bir tek üfleyişle üflendiği zaman,
Sura ilk defa üfürüldüğü zaman,
Sonunda, tek üfleyişle boruya üflendiğinde.
İmdi, sur borusuna (ilk kez) tek bir defa üflendiğinde,
Sura bir üfleyişle üflendiğinde,
Artık sur'a tek bir üfürülüşle üfürüleceği.
Çünkü Sur'a bir tek üfleme üflendiğinde,
O halde, (Son Saat'i gözünün önüne getir,) (hesap vakti) Sur'u(nun) bir tek üflemeyle ses verdiği,
(13-15) Sur'a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.
Çünkü sur üfürülüp de bir tek nefha
Sur'a bir tek üfleme üflendiği,
Artık Sur'a tek bir üfürürülüşle üfürüleceği.
Artık "Suur" a birinci üfürülüşle üfürüldüğü zaman,
Sur'a bir üfürüldüğünde;
Sur'a tek bir üfürüşle üfürüldüğü zaman...
(13-14) Artık Sur'a kuvvetle üflendiğinde, yer ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir tek darbe ile çarpılıp paramparça edildiğinde,
Sur'a (suretlere - o anki bedenlere) nefha-i vahide (tek bir üfürüş) üflendiğinde (bilinçler hakikatlerini bedensiz fark ettiklerinde).. .
Boruya bir kez üfürüldüğü zaman,
Artık Sur'a bir tek üfleyişle üflendiği zaman,
And when the horn is blown once.
Then when the Trumpet is blown with a single blast,
So when the Trumpet is blown with a single blast,
When the horn is blown once.
And when the horn is blown once.
When the horn is blown once.