O, kesinlikle dönmeyeceğini sanıyordu.
-Çünkü o, hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.
Şüphesiz ki o, (Rabbine) dönmeyeceğini sanıyordu.
Bir daha (Efendisine) dönmeyeceğini sanmıştı.
O, kesinlikle dönmeyeceğini* sanıyordu.
Rabbinin huzuruna çıkacağını hiç hesaba katmazdı.
Aslında, hiçbir zaman dönmeyeceğini sanmıştı.
her halde o (Allah'a) döneceğini asla ummuyordu;
Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.
Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
Çünkü o, hiç inkılap görmeyecek (bu durumunun asla değişmeyeceğini) sanmıştı.
çünkü, hiçbir zaman (Allah'a) döneceğini düşünmedi.
Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.
Çünkü hiç inkılab görmiyecek sanmıştı
O, hiç (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.
Doğrusu o, (rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
Çünkü o, hakıykaten ve kat'iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.
O, hiç dönmeyeceğini sanmıştı.
O, asla dönmeyeceğini sanıyordu.
Hiçbir surette Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.
Muhakkak ki o, asla (Rabbine) dönmeyeceğini zannetti (ona göre yaşadı).
Bir daha (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.
O, kesinlikle dönmeyeceğini* sanıyordu.
He thought he would not be returned.
He thought he would never return.
He thought that he was never going to return.
He thought that he will never be called to account.
He thought he would not be returned.
He thought he would not be returned.