Musa: "Bunları uyarıcı, aydınlatıcı olarak göklerin ve yerin Rabb'inden başkasının indirmediğini sen bildin. Ey Firavun! Ben de senin mahvolduğunu görüyorum". dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | (Musa) dedi ki | قول |
2 | lekad | andolsun | |
3 | alimte | sen biliyorsun ki | علم |
4 | ma | ||
5 | enzele | indirmez | نزل |
6 | ha'ula'i | bunları | |
7 | illa | başkası | |
8 | rabbu | Rabbinden | ربب |
9 | s-semavati | göklerin | سمو |
10 | vel'erdi | ve yerin | ارض |
11 | besaira | kanıtlar olarak | بصر |
12 | ve inni | şüphesiz ben de | |
13 | leezunnuke | seni görüyorum | ظنن |
14 | ya fir'avnu | Fir'avn | |
15 | mesburan | mahvolmuş | ثبر |
Musa da,"Andolsun, göklerin ve yerin Rabbinin göz açıcı belgeleri olarak bunları indirdiğini biliyorsundur. Doğrusu, Ey Firavun! Senin yok olacağını sanıyorum" dedi.
(Musa da) "Bunları (mucizeleri) öngörüler olarak, göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini gayet iyi biliyorsun. Ey Firavun! Doğrusu ben senin mahvolacağını sanıyorum." demişti.
"Göklerin ve yerin Efendisinden başkasının bu delilleri indirmediğini iyi biliyorsun. Firavun, seni mahvolmuş biri olarak görüyorum!"
Musa: "Bunları uyarıcı, aydınlatıcı olarak göklerin ve yerin Rabb'inden başkasının indirmediğini sen bildin. Ey Firavun! Ben de senin mahvolduğunu görüyorum". dedi.
Musa dedi ki "Çok iyi bilirsin ki bunları birer gösterge olarak indiren göklerin ve yerin Rabbinden başkası değildir. Bak Firavun, bana göre sen davanı kaybetmişsin."
Dedi ki: "Gerçek şu ki, bunları, aydınlanma kaynağı olarak, Göklerin ve Yeryüzünün Efendisinden başkasının indirmediğini biliyorsun!" "Ey Firavun! Aslında, senin tükenmiş olduğunu görüyorum!"
(Musa) dedi ki: "Doğrusu (muhatabına) basiret kazandıran bu (vahyi), göklerin ve yerin Rabbi dışında kimsenin indiremeyeceğini sen de çok iyi biliyorsun; ve ben de ey Firavun, senin artık iyice tükenip bittiğini düşünüyorum!"
Musa dedi: "Yemin olsun, sen bilmektesin ki, bunları, basiretle görülebilecek ibretler halinde/basiretler olarak o, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmedi. Vallahi ben de seni mahvolmuş görüyorum, ey Firavun!"
O da: "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum" demişti.
Musa da: "Pekala bilirsin ki, bunları, göklerin ve yerin Rabbi ancak birer ibret olmak üzere indirdi. Mutlaka ben de seni, ey Firavun helak olmuş sanıyorum!"
(Musa) da ona: "Bu (mucizevi olguları, sana) uyarıcı, aydınlatıcı belirtiler olarak göklerin ve yerin (gerçek) sahibinden başkasının indiremeyeceğini pekala biliyorsun!" diye karşılık verdi, "Ve ey Firavun, (onları doğru değerlendirme yolunu seçmediğin için) ben de senin bütünüyle ziyan içinde olduğunu düşünüyorum!"
Musa ise, "İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helak olmuş bir kişi olarak görüyorum" demişti.
Alimallah dedi: pek ala bilirsin ki bunları o Göklerin Yerin rabbı, sırf birer basiret olmak üzere indirdi, her halde ben de seni ya Fir'avn! Helak olmuş zannediyorum
Musa dedi ki: "Bunları, ancak göklerin ve yerin Rabbinin, (benim doğruluğumu belgeleyen) kanıtlar olarak indirdiğini pekala bildin. Ey Fir'avn, ben de seni mahvolmuş görüyorum."
O da: "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum" demişti.
O da: "Andolsun, dedi, bunları (her biri basıyretle görülecek) birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilmişsindir. Ben de, Fir'avn, seni herhalde helak edilmiş sanıyorum".
O da demişti ki: Andolsun ki sen; bunları göklerin ve yerin Rabbının, açık deliller olarak indirmiş olduğunu biliyorsun. Ben, doğrusu ey Firavun, senin mahvolacağını sanıyorum.
Musa da ona: -Elbette bunları deliller olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilirsin. Ben de kesinlikle senin mahvolacağını zannediyorum ey Firavun! dedi.
Musa da şöyle cevap verdi: "Pek iyi bilirsin ki bu ayetleri, birer belge olmak üzere, indiren, göklerin ve yerin Rabbinden başkası değildir. Ey Firavun! Ben de senin mahvolduğunu zannediyorum."
(Musa da Firavun'a) dedi ki: "Andolsun ki, bunları, doğruluğumu sana gösteren kanıtlar olarak semaların ve arzın Rabbinden başkasının inzal etmediğini pekala bilirsin.. . Muhakkak ki ben de senin hüsrana uğramış olduğunu zannediyorum, ey Firavun!"
'Göklerin ve yerin Rabbi'nden başkasının bu delilleri indirmediğini iyi biliyorsun. Firavun, seni mahvolmuş biri olarak görüyorum!'
Musa: "Bunları uyarıcı, aydınlatıcı olarak göklerin ve yerin Rabb'inden başkasının indirmediğini sen bildin. Ey Firavun! Ben de kesinlikle senin mahvolduğunu sanıyorum". dedi.
He said: "You know that no one has sent these down except for the Lord of the heavens and the Earth as visible proofs. And I think that you Pharaoh are doomed!"
He said: “Thou hast known that there sends these down only the Lord of the Heavens and the Earth as a means of insight; and I consider thee, O Pharaoh, destroyed.”
He said, ‘You know that no one sent these down but the Lord of the heavens and earth to be clear proofs. Pharaoh, I think you are destroyed.’
He said, "You know full well that no one can manifest these except, obviously, the Lord of the heavens and the earth. I think that you, Pharaoh, are doomed."
He said: "You know that no one has sent these down except for the Lord of the heavens and the earth as visible proofs. And I think that you Pharaoh are doomed!"
He said, "You know that no one has sent these down except for the Lord of the heavens and the earth as visible proofs. I think that you Pharaoh are doomed!"