Bir istisna da yapmıyorlardı.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve la | ve | |
2 | yestesnune | istisna da etmiyorlardı | ثني |
"İnşallah" dememişlerdi.
(17, 18) Şüphesiz ki biz, bahçe sahiplerini denediğimiz gibi onları da denemiştik. Hani o (bahçe sahipleri) bahçeyi kesin olarak sabah hasat edeceklerine yemin etmişlerdi; istisna etmemişler(di).*
Bundan hiçbir kuşkuları yoktu.
Bir istisna da yapmıyorlardı.
Başka bir ihtimal düşünmüyorlardı.
Hiç kuşkuları yoktu.
Ancak Allah'ın hayata müdahil olduğu gerçeğine dair istisnai bir kayıt da düşmemiştiler.
Hiçbir istisna tanımıyorlardı.
(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
(Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı.
ve onlar (Allah'ın iradesi ile ilgili) hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı:
(Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. ("İnşaallah" demiyorlardı.)
Bir istisna da yapmıyorlardı
İstisna da etmiyorlar (Allah dilerse biçeriz demiyorlar)dı.
(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
(Bu babda) istisna da yapmıyorlardı.
Bir istisna da yapmıyorlardı.
Hiçbir istisna da yapmıyorlardı.
(17-18) Biz tıpkı o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, bunları da sınadık. Onlar sabah erken mahsulü devşireceklerini yeminle pekiştirip kesin söylemiş, (inşaallah dememiş), Allah'ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi.
(İnşaAllah diye) istisna yapmıyorlardı!
Bundan hiç bir kuşkuları yoktu.
Bir istisna da yapmıyorlardı.*
They were without doubt.
And made no allowance.
but did not say the redeeming words, ‘If Allah wills’.
They were so absolutely sure.
They were without doubt.
They were without doubt.