Ve karanlık gölgeler gibi dalgalar onları sardığı zaman, dini O'na has kılarak Allah'a yalvarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtardığı zaman, onlardan bir kısmı orta bir yol tutar. Ve Bizim ayetlerimize ancak, tam hain ve tam nankör olanlardan başkası bile bile ilgisiz kalmaz.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iza | ve zaman | |
2 | gaşiyehum | onları sardığı | غشو |
3 | mevcun | dalga(lar) | موج |
4 | kazzuleli | gölgeler gibi | ظلل |
5 | deavu | yalvarırlar | دعو |
6 | llahe | Allah'a | |
7 | muhlisine | yalnız has kılarak | خلص |
8 | lehu | O'na | |
9 | d-dine | dini | دين |
10 | felemma | fakat o zaman | |
11 | neccahum | onları kurtarınca | نجو |
12 | ila | ||
13 | l-berri | karaya çıkarıp | برر |
14 | feminhum | içlerinden bir kısmı | |
15 | muktesidun | orta yolu tutar | قصد |
16 | ve ma | zaten | |
17 | yechadu | inkar etmez | جحد |
18 | biayatina | bizim ayetlerimizi | ايي |
19 | illa | başkası | |
20 | kullu | her | كلل |
21 | hattarin | gaddarlardan | ختر |
22 | kefurin | inkarcıdan | كفر |
Dağlar gibi dalgalar kendilerini kuşattığında, içten inanarak Allah'a yalvarırlar. Ama Allah, onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı sözünde durur. Ayetlerimizi nankörlerden başkası inkar etmez.
Dalgalar, onları gölgeler gibi kuşattığı zaman, dini yalnız O'na özgü kılarak Allah'a yalvarırlar. (Allah) onları karaya kurtarınca (çıkarınca), içlerinden bir kısmı orta (dengeli yolda) olur. Bizim ayetlerimizi nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez.
Onları koca dalgalar sardığında, dini sadece ALLAH'a has kılarak O'na yalvarmaya başlarlar. Onları karaya çıkarıp kurtardığımız zaman bir kısmı orta bir yol tutar. Hain nankörlerden başkası ayetlerimizi reddetmez.
Ve karanlık gölgeler gibi dalgalar onları sardığı zaman, dini O'na has kılarak Allah'a yalvarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtardığı zaman, onlardan bir kısmı orta bir yol tutar. Ve Bizim ayetlerimize ancak, tam hain ve tam nankör olanlardan başkası bile bile ilgisiz kalmaz.
Dalgalar onları kara bulutlar gibi kuşatınca, dini Allah'a has kılarak ona yalvarırlar. Allah onları kurtarıp karaya çıkardı mı içlerinden bir kısmı doğru yolda kalır. Sözünde durmayan nankörler dışında hiç kimse ayetlerimizi bile bile inkar etmez.
Karanlık gölgelere benzeyen dalgalar, karabasan gibi onların üzerine çöktüğünde, dini yalnızca Allah'a özgüleyerek, O'na yakarışlarda bulunurlar. Onları kurtarıp karaya çıkardığımız zaman, onlardan bir bölümü orta yolu tutar. Zaten alçaklık yapan nankörlerden başkası ayetlerimizi inkar etmez.
Derken, dalgalar onları zifiri gölgeler gibi kuşattığında, yalnız O'na yönelerek başlarlar Allah'a yalvarıp yakarmaya; fakat onları sağ salim karaya çıkarır çıkarmaz, onlardan kimileri ortada kalarak (inanmakla inanmamak arasında) bocalar durur: zaten ayetlerimizi, habis kafirlerden başkası bile bile inkar etmez.
Kara bulutlar gibi dalga kendilerini kuşattığı zaman; Allah'a, dini O'na özgüleyerek yalvarırlar. Fakat onları karaya çıkarıp kurtarınca, içlerinden sadece bir kısmı doğru yolu tutar. Bizim ayetlerimize, gaddar nankörlerin tümünden başkası karşı çıkmaz.
Onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O'na 'halis kılan gönülden bağlılar' olarak Allah'a yalvarıp yakarırlar (dua ederler). Böylece onları karaya çıkarıp kurtarınca, artık onlardan bir kısmı orta yolu tutuyor. Bizim ayetlerimizi gaddar, nankör olandan başkası inkar etmez.
Onları kara bulutlar gibi bir dalga sardığı zaman, dini yalnız kendisine has kılarak Allah'a yalvarırlar. Sonra karaya çıkardığı zaman içlerinden doğru giden de bulunur. Bizim ayetlerimize ancak gaddar, nankör olanlar çıfıtlık eder.
Nitekim, dalgalar onları (ölümün) gölgeleri gibi kuşattığında, (o anda) bütün içtenlikleriyle yalnız ve sadece Allah'a bağlanarak O'na sığınırlar fakat Allah onları sağ salim kıyıya ulaştırdığında da bir kısmı yolun ortasında (inanmak ile inkar etmek arasında) kalıverirler. Ama hiç kimse, haince bir nankörlüğe kapılmadıkça mesajlarımızı bile bile reddetmez.
Onları, (denizde) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar. Allah, onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı orta yolu tutar. Bizim ayetlerimizi ise ancak son derece kaypak, son derece nankör olanlar inkar eder.
Ve kara bulutlar gibi dalga sardığı vakıt onları dini Allaha halis kılarak yalvarırlar, sonra karaya çıkarıldığı vakıt içlerinden doğru giden de bulunur ve bizim ayetlerimize ancak gaddar, nankör olanlar çıfıtlık eder
(Denizde) onları, gölgeler gibi dalga(lar) sardığı zaman, dini yalnız kendisine has kılarak Allah'a yalvarırlar. Fakat O, onları kurtarıp karaya çıkarınca içlerinden bir kısmı iktisad eder (Allah'a yönelmeyi kısar, gevşetir); zaten bizim ayetlerimizi (öyle) nankör gaddarlardan başkası inkar etmez.
Onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman dini yalnızca O'na 'halis kılan gönülden bağlılar' olarak Tanrı'ya yalvarıp yakarırlar (dua ederler). Böylece onları karaya çıkarıp kurtarınca, artık onlardan bir kısmı orta yolu tutuyor. Bizim ayetlerimize gaddar ve (çok) kafirlerden başkası kafa tutmaz (cehadü).
Onları altında gölgeler yapan (dağlar) gibi dalga sardığı vakit din (i) yalınız Kendisine (Ya'ni Allaha) tahsıys etmek suretiyle (ve haalis ve) muhlis (insan) lar olarak Allahı çağırırlar. Sonra (Allah) onları selametle karaya çıkardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Ayetlerimizi gaddar, nankör olan (lar) ın her birinden başkası bilerek inkar etmez.
Onları dağlar gibi dalgalar sardığı vakit; dini yalnız Allah'a tahsis ederek O'na yalvarırlar. Onları karaya çıkararak kurtardığı zaman da; içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Ayetlerimizi gaddar ve nankör olanın dışında başkası bilerek inkar etmez.
Onları dağlar gibi dalgalar sardığı zaman, dini tamamen Allah'a tahsis ederek O'na dua ederler. Ama kurtulup, karaya ayak bastıklarında, içlerinden bazısı orta yolu tutar. Ayetlerimizi gaddar ve nankör olanlardan başkası bile bile inkar etmez.
Denizde iken onları dağlar gibi dalgalar kapladığında, bütün kalpleriyle yalnız Allah'a yalvarırlar. Fakat O, onları kurtarıp karaya çıkarınca bir kısmı işi gevşetir, imanla inkar arasında ortada kalır. Bizim ayetlerimizi gaddar ve nankör olandan başkası inkar etmez.
Onları kara bulutlar gibi bir dalga kapladığında, inançlarını sadece O'na halis kılarak Allah'a dua ederler.. . Onları karaya (çıkarıp) kurtardığımızda, onlardan bazısı orta yolu tutar. İşaretlerimizi çok gaddar ve çok nankör olandan başkası bile bile inkar etmez.
Onları koca dalgalar sardığında, dini sadece ALLAH'a has kılarak O'na yalvarmaya başlarlar. Onları karaya çıkarıp kurtardığımız zaman bir kısmı orta bir yol tutar. Hain nankörlerden başkası ayetlerimizi reddetmez.
Ve karanlık gölgeler gibi dalgalar onları sardığı zaman, dini O'na has kılarak Allah'a yalvarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtardığı zaman, onlardan bir kısmı gerçek doğru yolu tutar. Ve Bizim ayetlerimizi ancak, tam hain ve tam nankör olanlardan başkası bile bile yalanlamaz.
And when waves surround them like mountains, they call on God, sincerely devoting the system to Him. But when He saves them to the shore, some of them revert. None discard Our signs except those who are betrayers, unappreciative.
And when a wave covers them like canopies they call to God, sincere to Him in doctrine; then when He delivers them to the land, some among them are lukewarm. And none rejects Our proofs but everyone treacherous and ungrateful.
When the waves hang over them like canopies, they call on Allah, making their deen sincerely His. But then when He delivers them safely to the land, some of them are ambivalent. None but a treacherous, thankless man denies Our Signs.
When violent waves surround them, they implore GOD, sincerely devoting their prayers to Him alone. But as soon as He saves them to the shore, some of them revert. None discards our revelations except those who are betrayers, unappreciative.
And when waves surround them like mountains, they call on God, sincerely devoting the system to Him. But when He saves them to the shore, some of them return. None discard Our signs except those who are betrayers, rejecters.
When waves surround them like mountains, they call on God, sincerely devoting the system to Him. But when He saves them to the shore, some of them revert. None discard Our signs except those who are betrayers, ingrates.