Allah, bir karga gönderdi. Kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek için yeri eşeliyordu. "Eyvah! Bana yazıklar olsun, kardeşimin cesedini örtmekte karga kadar bile olamayacak kadar aciz miyim!" dedi. Pişman olanlardan oldu.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | febease | derken gönderdi | بعث |
2 | llahu | Allah | |
3 | guraben | bir karga | غرب |
4 | yebhasu | eşeleyen | بحث |
5 | fi | ||
6 | l-erdi | yeri | ارض |
7 | liyuriyehu | ona göstermek için | راي |
8 | keyfe | nasıl | كيف |
9 | yuvari | gömeceğini | |
10 | sev'ete | cesedini | سوا |
11 | ehihi | kardeşinin | اخو |
12 | kale | dedi | قول |
13 | ya veyleta | yazık bana | |
14 | eaceztu | aciz miyim | عجز |
15 | en | ||
16 | ekune | ben olmaya | كون |
17 | misle | gibi | مثل |
18 | haza | şu | |
19 | l-gurabi | karga | غرب |
20 | fe uvariye | gömmekten | |
21 | sev'ete | cesedini | سوا |
22 | ehi | kardeşimin | اخو |
23 | feesbeha | ve oldu | صبح |
24 | mine | -dan | |
25 | n-nadimine | pişman olanlar- | ندم |
Derken Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi; karganın yaptığını görünce, "Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?" dedi ve pişman olanlardan oldu!
(Ardından) Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga göndermişti. (Katil kardeş) "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar ol(amay)ıp kardeşimi gömmekten âciz mi oldum!" demiş ve pişmanlık duyanlardan olmuştu.
ALLAH kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazık bana; kardeşimin cesedini gömme konusunda bu karga kadar bile olamadım" diyerek pişman oldu.
Allah, bir karga gönderdi. Kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek için yeri eşeliyordu. "Eyvah! Bana yazıklar olsun, kardeşimin cesedini örtmekte karga kadar bile olamayacak kadar aciz miyim!" dedi. Pişman olanlardan oldu.
Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermesi için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazık bana, ne kadar aciz kaldım! Şu karga kadar olup kardeşimin cesedini gömemedim!" dedi. Sonra ettiğine pişman oldu.
Bunun üzerine, Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermesi için, toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana!" dedi; "Şu karga kadar bile olamadım. Kardeşimin cesedini gömmeyi düşünemeyecek kadar beceriksiz miyim?" Artık, pişman olmuştu.
Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. "Eyvah, yazıklar olsun bana!" dedi, "ben bu karganın yaptığını yapamayacak, kardeşimin cesedini örtemeyecek kadar aciz biri miyim?" En sonunda pişman olmuştu.
Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Derken, Allah, ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu.
Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermesi için yeri deşen bir karga gönderdi. O: "Eyvah, şu karga olup da kardeşimin cesedini gömemedim ha!" dedi ve artık pişmanlığa düşenlerden olmuştu.
Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedinin çıplaklığını nasıl gizleyebileceğini ona göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunu gören Kabil,) "Eyvah" diye haykırdı, "Yazıklar olsun bana! Ben, bu karganın yaptığını yapmayacak kadar ve kardeşimin cesedinin çıplaklığını gizleyemeyecek kadar aciz miyim?" Ve bunun üzerine vicdan azabı ile çarpıldı.
Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Derken Allah bir karga gönderdi, yeri deşiyordu ki ona kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin, eyvah, dedi: şu karga kadar olub da kardeşimin cesedini örtemedim ha! Artık peşimanlığa düşenlerden olmuştu
Derken Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Karganın yaptığını görünce); "Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyin (ben?)" dedi ve pişman olanlardan oldu!
Derken Tanrı ona yeri eşeliyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o pişman olmuştu.
Sonra Allah bir karga gönderdi. O, yeri eşiyordu ki Ona kardeşinin ölü cesedini nasıl örteceğini göstersin. "Yazıklar olsun bana, dedi, ben şu karga gibi bile olub da kardeşimin cesedini örtmekden aciz mi oldum?" Artık o, (etdiğine) peşimanlığa düşenlerden olmuşdu.
Sonra Allah; kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için, ona yeri eşeleyen bir karga gösterdi. Yazıklar olsun bana, bu karga gibi bile olmaktna aciz kaldım da kardeşimin ölüsünü örtemedim, dedi. Pişmanlık duyanlardan oldu.
Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. - Bana yazıklar olsun. Kardeşimin ölüsünü gömmek için bu karga kadar bile olmaktan acizim, dedi ve pişman olanlardan oldu.
Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermesi için yeri eşen bir karga gönderdi. Kabil: "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar bile olup da kardeşimin cesedini örtemedim!" dedi ve pişmanlığa düşenlerden oldu.
Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, toprağı eşeleyen bir karga ba'setti.. . (Kabil) kendi kendine söylendi: "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olmaktan acizim ki kardeşimin cesedini toprağa gömmeyi düşünemedim!" Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
ALLAH kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. 'Yazık bana; kardeşimin cesedini gömme konusunda bu karga kadar bile olamadım,' diyerek pişman oldu.
Allah, bir karga gönderdi. Kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek için yeri eşeliyordu. "Eyvah! Bana yazıklar olsun, kardeşimin cesedini örtmekte karga kadar bile olamayacak kadar aciz miyim!" dedi. Pişman olanlardan oldu.
So God sent forth a raven to scratch the land and show him how to deal with the wickedness inflicted upon his brother. He said: "O my, am I not able to be like this raven and deal with the wickedness inflicted upon my brother!" So he became of those who regretted.
Then God raised up a raven, scratching in the earth, to show him how to hide the shame of his brother. He said: “Woe is me! Am I not able to be as this raven, and hide the shame of my brother?” And he became of the remorseful.
Then Allah sent a crow which scratched at the earth to show him how to conceal his brother’s corpse. He said, ‘Woe is me! Can I not even be like this crow and conceal my brother’s corpse?’ And he became one of those who suffer bitter remorse
GOD then sent a raven to scratch the soil, to teach him how to bury his brother's corpse. He said, "Woe to me; I failed to be as intelligent as this raven, and bury my brother's corpse." He became ridden with remorse.
So God sent forth a raven to scratch the land and show him how to deal with the body of his brother. He said: "Woe to me! Am I not even able to be like this raven and deal with the body of my brother?" So he became of those who regretted.
So God sent forth a raven to scratch the land and show him how to bury his brother's body. He said, "Woes on me, I failed to be like this raven and bury my brother's body!" So he became of those who regretted.