Ve aydınlatan sabaha.
- Hayır! Öyle değil, aya, uzaklaştığında geceye ve ağardığında sabahaandolsun.
Ağarmakta olan sabaha ki*
Ağardığı vakit sabaha,
Ve aydınlatan sabaha.
ağarırken tan yerini* iyi düşünün!
Yemin olsun; aydınlanan sabaha!
Ve ağaracak olan sabah şahit olsun!
Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında,
Ağardığı zaman sabaha,
açtığı sıra o sabaha andolsun ki,
ve ağaran sabahı!
(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
Ve açtığı sıra o sabaha kasem olsun ki
Ağaran sabaha,
Ağardığı zaman sabaha,
ağardığı dem sabaha ki,
Ağardığında sabaha,
Aydınlanan sabaha..
Ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki.
Aydınlandığında sabaha.
Ağardığı vakit sabaha,
Ve aydınlatan sabaha.
And by the morning when it brightens.
And the morning when it brightens!
and the dawn when it grows bright,
And the morning as it shines.
And by the morning when it brightens.
By the morning when it shines.