Münafıklardan kimisi de seni dinliyormuş gibi gözükür. Senin yanından ayrıldıktan sonra, kendilerine ilim verilenlere: "O, biraz önce ne dedi?" dediler. İşte onlar, Allah'ın kalplerini mühürledikleri ve hevalarına tabi olan kimselerdir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve minhum | ve onlardan | |
2 | men | kimisi | |
3 | yestemiu | seni dinler | سمع |
4 | ileyke | gelip | |
5 | hatta | nihayet | |
6 | iza | zaman | |
7 | haracu | çıktıkları | خرج |
8 | min | -dan | |
9 | indike | senin yanın- | عند |
10 | kalu | derler | قول |
11 | lillezine | olanlara | |
12 | utu | verilmiş | اتي |
13 | l-ilme | bilgi | علم |
14 | maza | ne? | |
15 | kale | söyledi | قول |
16 | anifen | az önce | انف |
17 | ulaike | onlar | |
18 | ellezine | kimselerdir | |
19 | tabea | mühürlediği | طبع |
20 | llahu | Allah'ın | |
21 | ala | üzerini | |
22 | kulubihim | kalbleri | قلب |
23 | vettebeu | ve ardına düşmüş | تبع |
24 | ehva'ehum | keyiflerinin | هوي |
Onlar arasında seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın, kalplerini mühürlediği, heva ve heveslerine uyan kimselerdir.
Onlardan seni dinleyenler de vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye (alaycılıkla) sorarlar. İşte onlar, kalplerini Allah'ın mühürledikleridir ve arzularına uyanlardır.
Onlardan bazıları var ki seni dinlerler. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Bu, demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte bunlar, ALLAH'ın kalplerini damgaladığı kimselerdir ve onlar heveslerinin ardına düşmüşlerdir.
Münafıklardan kimisi de seni dinliyormuş gibi gözükür. Senin yanından ayrıldıktan sonra, kendilerine ilim verilenlere: "O, biraz önce ne dedi?" dediler. İşte onlar, Allah'ın kalplerini mühürledikleri ve hevalarına tabi olan kimselerdir.
İçlerinde seni dinleyenler var. Onlar senin yanından çıkınca, bilgili olanlarına: "Az önce ne dedi?" diye sorarlar. Sanki Allah onların kalplerini mühürlemiş de duygularına esir olmuşlardır.
Ve seni dinleyenlerden bir bölümü, senin yanından çıktıklarında, kendilerine bilgi verilmiş olanlara; "Az önce, ne söyledi?" derler. İşte onlar, Allah'ın, yüreklerine damga vurduğu ve kendi isteklerine tutsak olan kimselerdir.
Onların arasından sana kulak verir (gibi) yapanlar var: nihayet senin yanından çıktıklarında, mesajı kavramış olanlara "Sahi, o demin ne dedi(!)" diye sorarlar. İşte, Allah'ın kalplerini mühürlediği ve keyiflerine göre davranan kimseler onlardır.
İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar: "Az önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah'ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir, boş arzularının ardına düşmüşlerdir.
Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp gittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.
Onlardan seni dinlemeye gelen de var. Yanından çıktıkları zaman ise, kendilerine ilim verilmiş olanlara: "O, demin ne söyledi?" derler. Bunlar öyle kimselerdir ki, Allah kalplerini mühürlemiştir de hep heveslerinin ardına düşmektedirler.
Şimdi bu çaresiz günahkarlar arasında seni (ey Muhammed) dinliy(or görün)enler var, ama yanından ayrıldıktan sonra (senin mesajını) anlamış olanlara (küçümseyici bir edayla) "O şimdi ne anlattı bakalım?" diye sorarlar. Böyleleri, kalpleri Allah tarafından mühürlenmiş olanlardır, çünkü onlar (her zaman) sadece kendi tutku ve ihtiraslarına uymuşlardır.
Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Az önce ne söyledi?" derler. İşte bunlar, Allah'ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir.
Onlardan seni dinlemeğe gelen de var, hatta yanından çıktıklarında kendilerine ılim verilmiş olanlara derler ki: "o, demin ne söyledi?" Bunlar öyle kimselerdir ki Allah kalblerini tab'etmiştir de hep hevaları ardına düşmektedirler
Onlardan kimi de gelip seni dinler. Fakat senin yanından çıktıkları zaman kendilerine bilgi verilmiş olanlara: "Demin ne söyledi?" derler. Onlar Allah'ın kalblerini mühürlediği, keyiflerinin ardına düşmüş kimselerdir.
Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp gittikleri zaman ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Tanrı, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi hevalarına uymuşlardır.
Onlardan öyle kimseler vardır ki seni dinler (ler). Nihayet yanından çıkdıkları zaman kendilerine ilim verilmiş olanlara "O, demin ne söylediydi ha?" derler. Onlar öyle kişilerdir ki Allah kalblerinin üzerine mühür basmışdır. Onlar hevaa (ve heves) lerine uymuşlardır.
Onların arasında seni dinleyenler vardır. Nihayet senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilmiş olanlara: Az önce ne demişti? diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş olduğu ve kendi heveslerine uyan kimselerdir.
İçlerinde seni dinleyenler vardır. Senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine ilim verilenlere sorarlar: -Demin ne söylemişti? Onlar, heveslerine uyduğu için Allah, onların kalblerini mühürlemiştir.
Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip meseleleri öğrenenlere: "Sahi, az önce o, neler söylüyordu?" diye sorarlar. İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır.
Onlardan kimi de (gelip) seni dinler.. . Nihayet senin yanından çıktıklarında kendilerine ilim verilmiş olanlara dediler ki: "Az önce ne dedi?" (Anlatılan, taşa yağmış yağmur misali akıp gitti. A. H. ). . . İşte bunlar Allah'ın kalplerini tab'ettiği (şuurlarını örttüğü - bilinçlerini kilitlediği); sonu boş arzu ve heveslerine tabi olmuş kimselerdir.
Onlardan bazıları var ki seni dinlerler. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, 'Bu, demin ne söyledi?' diye sorarlar. İşte bunlar, ALLAH'ın kalplerini damgaladığı kimselerdir ve onlar heveslerinin ardına düşmüşlerdir.
Münafıklardan kimisi de seni dinliyormuş gibi gözükür. Senin yanından ayrıldıktan sonra, kendilerine ilim verilenlere: "O, biraz önce ne dedi?" dediler. İşte onlar, Allah'ın kalplerini mühürledikleri ve hevalarına tabi olan kimselerdir.
And some of them listen to you, until when they go out from you, they say to those who have been given the knowledge: "What did he say" Those are the ones whom God has sealed upon their hearts, and they followed their desires.
And among them are some who listen to thee. When they have gone forth from thy presence, they say to those who have been given knowledge: “What said he just now?” Those are they whose hearts God sealed, and they follow their vain desires.
Among them are those who listen to you and then, when they leave your presence, say to those who have been given knowledge, ‘What was that he just said?’ They are those whose hearts Allah has sealed up and who follow their own desires.
Some of them listen to you, then as soon as they leave they ask those who were enlightened, "What did he just say?" GOD thus seals their hearts and, consequently, they follow only their opinions.
And some of them listen to you, until when they go out from you, they say to those who have been given the knowledge: "What did he say?" Those are the ones whom God has sealed their hearts, and they followed their desires.
Some of them listen to you, until when they go out from you, they say to those who have been given the knowledge: "What did he say?" Those are the ones whom God has sealed upon their hearts, and they followed their desires.