Onu yakından gördükleri zaman, gerçeği yalanlayan nankörlerin yüzleri kötüleşti. Onlara: "İşte bu, sizin isteyip durduğunuz şey!" denildi.
Onu yakından gördüklerinde, inkar edenlerin suratları asılır ve kendilerine, "İşte durmadan istediğiniz azap budur!" denilir.
Onu yakın(ların)da gördüklerinde, kâfir olanların yüzleri asılmış olacaktır ve kendilerine "İşte aceleyle istediğiniz (gün) budur!" denecektir.
Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır ve onlara "İşte isteyip durduğunuz şey budur" denir.
Onu yakından gördükleri zaman, gerçeği yalanlayan nankörlerin yüzleri kötüleşti. Onlara: "İşte bu, sizin isteyip durduğunuz şey!" denildi.
O tehdidi yakından görünce ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin) yüzleri fenalaşır ve onlara "Öğrenmek istediğiniz şey budur" denir.
Fakat onu yaklaşırken gördükleri zaman, nankörlük edenlerin yüzleri asılacaktır. Ve şöyle denilecektir: "İsteyip durduğunuz şey, işte budur!"
Fakat onun çok yakın olduğunu gördükleri zaman, inkara şartlanmış olanların suratları asılacak; dahası kendilerine denilecek ki: "İşte (gelmeyeceğini) iddia edip durduğunuz (gün) budur!"
Onu yakından gördüklerinde, inkar edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: "O habire çağırıp durduğunuz şey budur."
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.
Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: "İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!" denildi.
Ama sonunda, bu (gerçekleşme)nin yakın olduğunu gördükleri zaman, hakikati inkar edenlerin yüzleri acı ile buruşacak ve onlara: "İşte (o kadar küçümseyerek) çağırıp durduğunuz şey budur!" denilecek.
Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir" denir.
Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da'vet edip durduğunuz budur
Onu yakın görünce inkar edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.
Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve (onlara) "İşte bu, sizin (çarçabuk istediğiniz ve aksini) iddia etdiğiniz şeydir" denilmişdir (denilecek).
Onu yaklaşırken gördükleri vakit, küfredenlerin yüzleri buruştu. Ve: Sizin isteyip durduğunuz işte budur, denildi.
O'nu yakından gördükleri zaman, inkarcıların yüzleri simsiyah kesilir. Onlara denir ki: -İşte, isteyip durduğunuz şey!
Onu yanıbaşlarında buldukları zaman inkar edenlerin kederden yüzleri mosmor kesilir. Kendilerine: "İşte sizin isteyip durduğunuz şey!" denilir.
Onu (ölümü) yaklaşmış gördüklerinde, o hakikat bilgisini inkar edenlerin yüzleri kötü oldu (karardı)! "İşte bu, kendisini bir an önce yaşamayı temenni ettiğinizdir!" denildi.
Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır, ve onlara 'İşte isteyip durduğunuz şey budur,' denir.
Onu yakından gördükleri zaman, gerçeği yalanlayan nankörlerin yüzleri kötüleşti. Onlara: "İşte bu, sizin isteyip durduğunuz şey!" denildi.
So when they see it near, the faces of those who rejected will turn miserable, and it will be proclaimed: "This is what you had called for!. "
Then when they see it approaching, the faces of those who ignore warning will be distressed, and it will be said: “This is that for which you called.”
When they see it right up close, the faces of those who are kafir will be appalled and they will be told, ‘This is what you were calling for. ’
When they see it happening, the faces of those who disbelieved will turn miserable, and it will be proclaimed: "This is what you used to mock."
So when they see it near, the faces of those who rejected will turn miserable, and it will be proclaimed: "This is what you had called for!"
So when they see it near, the faces of those who rejected will turn miserable, and it will be proclaimed: "This is what you had called for!"