O halde sabret. Kuşkusuz Allah'ın yaptığı uyarı gerçektir. Onlara yaptığımız uyarılardan bir kısmını sana göstersek de göstermeden seni vefat ettirsek de sonunda onlar yalnızca Bize döndürüleceklerdir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fesbir | artık sabret | صبر |
2 | inne | şüphesiz | |
3 | vea'de | va'di (sözü) | وعد |
4 | llahi | Allah'ın | |
5 | hakkun | gerçektir | حقق |
6 | fe imma | ya | |
7 | nuriyenneke | sana gösteririz | راي |
8 | bea'de | bir kısmını | بعض |
9 | llezi | şeylerin | |
10 | neiduhum | onları tehdidettiğimiz | وعد |
11 | ev | yahut | |
12 | neteveffeyenneke | seni vefat ettiririz | وفي |
13 | feileyna | sonunda bize | |
14 | yurceune | döndürüleceklerdir | رجع |
Sıkıntılara karşı sabırlı ol; çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Şu kafirlere hazırladığımız cezayı sana ister gösterelim, ister seni ondan önce öldürelim, onlar bize döndürüleceklerdir.
Sabret! Şüphesiz ki Allah'ın vaadi gerçektir. Onlara vadettiğimiz (azabın) bir kısmını sana gösteririz veya seni daha önce vefat ettiririz. Sadece bize döndürüleceklerdir.
Öyleyse sabret; ALLAH'ın sözü gerçektir. Onlara söz verdiğimiz (cezalandırmanın) bir kısmını sana göstersek de, ondan önce hayatına son versek de, onlar bize döndürüleceklerdir.
O halde sabret. Kuşkusuz Allah'ın yaptığı uyarı gerçektir. Onlara yaptığımız uyarılardan bir kısmını sana göstersek de göstermeden seni vefat ettirsek de sonunda onlar yalnızca Bize döndürüleceklerdir.
Sabret; Allah'ın sözü yerine gelecektir. Ya onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana gösteririz veya seni vefat ettiririz. Dönüş Bizedir.
Artık, dirençli ol. Allah'ın sözünü verdiği kesinlikle gerçektir. Böylece, onlara sözünü verdiğimizin bir bölümünü sana gösteririz veya senin yaşamına son veririz. Sonunda, Bize döndürüleceklerdir.
Şu halde dirençli ol! Zira Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. İmdi, onlara yönelttiğimiz tehditlerin bir kısmının gerçekleştiğini ister sana gösterelim, isterse senin için ölümü takdir edelim; er geç, onlar Bize döndürülecekler.
Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.
Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Sonunda ya onlara va'd ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.
Onun için, sabret. Allah'ın va'di gerçektir, mutlaka olacaktır. Artık onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana göstersek de veya seni kendimize alsak da onlar mutlaka döndürülüp Bize getirileceklerdir.
Sen, sıkıntılara karşı sabırlı ol, çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Ve şu (hakikati inkar ede)nler için hazırladıklarımızı sana ister (bu dünyada) gösterelim, ister (bunların gerçekleşmesinden önce) seni ölüme götürelim, (unutma ki, sonunda,) onlar Bize döndürüleceklerdir.
Sen sabret! Şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) seni vefat ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.
Onun için sabret! Allahın va'di haktır, muhakkak olacaktır. Artık onlara ettiğimiz vaidin ba'zısını sana göstersek de yahud seni kendimize alsak da onlar mutlak döndürülüp bize getirilecekler.
Sabret, Allah'ın sözü gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz şeylerin bir kısmını ya sana gösteririz yahut seni daha önce vefat ettiririz. (Sonunda) onlar bize döndürüleceklerdir.
Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Tanrı'nın vaadi haktır. Sonunda ya onlara vaad ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.
Onun için sen (Habibim) sabret. Şübhesiz Allahın va'di bir gerçekdir. Binnetice ya onlara etmekde olduğumuz tehdidi (n tehakkukunu) kısmen sana göstereceğiz, yahud seni kendimize alacağız. Nihayet onlar ancak bize döndürülüb getirileceklerdir.
Şu halde sen; sabret. Muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır. Onlara vaadettiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya senikendimize alırız. Nihayet onların dönüşü ancak Bizedir.
Sabret, kuşkusuz Allah'ın vaadi haktır. Biz onlara vaat ettiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, ya da seni vefat ettiririz. Ama neticede onlar, bize döndürüleceklerdir.
Sabret! Çünkü Allah'ın vadi gerçektir. Biz onlara vad ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de, yahut senin ruhunu yanımıza alsak da, onlar mutlaka sonunda dönüp huzurumuza geleceklerdir.
Sabret! Muhakkak ki Allah'ın vaadi Hak'tır! Onlara vadettiğimizin bazısını sana göstersek de yahut (görmeden) seni vefat ettirirsek de (farketmez); (nasıl olsa) onlar bize rücu ettirilecekler.
Öyleyse sabret; ALLAH'ın sözü gerçektir. Onlara söz verdiğimiz (cezalandırmanın) bir kısmını sana göstersek de, ondan önce hayatına son versek de, onlar bize döndürüleceklerdir.
O halde sabret. Kuşkusuz Allah'ın yaptığı uyarı gerçektir. Onlara yaptığımız uyarılardan bir kısmını sana göstersek de, göstermeden seni vefat ettirsek de, sonunda onlar yalnızca Bize döndürüleceklerdir.
So be patient, for the promise of God is true. Either We will show you some of what We have promised them, or We will let you die, then it is to Us that they will be returned.
So be thou patient; the promise of God is true. And whether We show thee some of what We promise them or We take thee, it is to Us they will be returned.
So be steadfast, Allah’s promise is true. Whether We show you some of what We have promised them, or take you back to Us, they will in any case be returned to Us.
You shall be patient, for GOD's promise is truth. Whether we show you some of (the retribution) we have promised for them, or terminate your life before that, they will be returned to us.
So be patient, for the promise of God is true. So, if We show you some of what We promise them, or We terminate your life, then it is to Us that they will be returned.
So be patient, for the promise of God is true. Either We will show you some of what We have promised them, or We will let you die, then it is to Us that they will be returned.