Suçlular, dünyada iman edenlere gülüyorlardı.
Suçlular, dünyada inananlara gülerlerdi.
Şüphesiz ki suçlular (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.
Suçlular, iman edenlere gülerlerdi.
Suçlular, dünyada iman edenlere gülüyorlardı.
Suça dalan o kimseler, bu müminlere gülerlerdi.
Aslında, suçlu olanlar, inananlara gülüyorlardı.
Ne var ki günah bataklığına gömülmüş olanlar, bir zamanlar iman edenlere gülerlerdi;
Şu bir gerçek ki, suça batmış olanlar, iman sahiplerine gülerlerdi.
Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler,' kimi iman edenlere gülüp geçerlerdi.
Evet, o günah işleyenler, iman edenlere gülüyorlardı.
Bakın, kendilerini günaha kaptıranlar, imana erenlere gülerler
Şüphesiz günahkarlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı.
Evet, o cürm işleyenler iyman edenlere gülüyorlardı
Suç işleyenler, inananların üstüne gülerlerdi.
Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler' kimi inananlara gülüp geçerlerdi.
Hakıykat, günah işleyen (o kafir) ler iman edenlerden kimine gülerlerdi.
Doğrusu suç işlemiş olanlar; mü'minlere, gülerlerdi.
Suç/günah işlemiş olanlar, iman edenlere gülüyorlardı.
Cürümlere, suçlara batanlar dünyada iken, müminlerle alay edip onlara gülerlerdi.
Muhakkak ki o suç işleyenler iman edenlere gülerlerdi.
Suçlular, inananlara gülerlerdi.
Suçlular, dünyada iman edenlere gülüyorlardı.
Those who were criminals used to laugh at those who had believed.
Those who were lawbreakers laughed at those who heeded warning,
Those who did evil used to laugh at those who had iman.
The wicked used to laugh at those who believed.
Those who were criminals used to laugh at those who had believed.
Those who were criminals used to laugh at those who had acknowledged.