Gerçek şu ki, hiçbir günahkar, başka bir günahkarın yükünü yüklenemez.
"Gerçekten hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenemez."
Hiçbir (günah) yüklüsü, başkasının (günah) yükünü yüklenemez.*
Ki hiçbir kimse bir başkasının günah yükünü taşımaz,
Gerçek şu ki, hiçbir günahkar, başka bir günahkarın yükünü yüklenemez.
(Dememişler mi ki) Kimse kimsenin günahını yüklenmez.
Gerçekte, hiçbir suçlu, bir başkasının suçunu yüklenmez.*
Kesinlikle, hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz.
Gerçek şu ki, hiçbir günahkar bir başka günahkarın yükünü sırtlamaz.
Doğrusu, hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez.
Ki, doğrusu hiçbir günahkar başkasının günahını çekecek değildir.
ve hiç kimse, kimsenin yükünü taşıyacak değildir;
Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenmez.
Ki doğrusu bir vizir çeken başkasının vizrini çekecek değil
Ki hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenmez.
Doğrusu, hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez.
Hakıykaten hiçbir günahkar diğerinin günah yükünü çekmez.
Doğrusu hiç bir günahkar başkasının günah yükünü yüklenmez.
Hiçbir günahkar başkasının günahını çekmez.
(36-44) Yoksa o Musa'nın ve o çok vefalı İbrahim'in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O'dur güldüren ve ağlatan; O'dur öldüren ve yaşatan.
Hiçbir günahkar bir başkasının günahını yüklenmez!
Ki hiçbir kimse bir başkasının günah yükünü taşımaz,
Gerçek şu ki, hiçbir günahkar, başka bir günahkarın yükünü yüklenemez.
None can carry the burdens of another.
That no bearer of burdens bears the burden of another,
that no burden-bearer can bear another’s burden;
No soul bears the sins of another soul.
None can carry the burdens of another.
None can carry the burdens of another.