De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin bilincinde olamazlar."
De ki: "Gökte ve yerde olan akıllı varlıklar gaybı bilmezler. Gayb bilgisi Allah'ın tekelindedir. Akıllılar, tekrar diriltilecekleri zamanı da bilmezler."
De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı (bilinemeyeni) bilemez." Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.
De ki: "Göklerde ve yerde, ALLAH'tan başka kimse geleceği bilemez. Ne zaman dirileceklerinin bile farkına varmazlar."
De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin bilincinde olamazlar."
De ki; "göklerde ve yerde olan gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman yeniden diriltileceklerini fark edemezler."
De ki: "Göklerin ve yeryüzünün gizli gerçeklerini, Allah'tan başka hiç kimse bilemez. Ne zaman yeniden yaşama döndürüleceklerinin ayırdında da değillerdir!"
De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka hiç kimse, idraki aşan hakikatleri asla kavrayamaz; hiç kimse öldükten sonra ne zaman diriltileceğini de bilemez.
De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."
De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."
De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Onlar, ne zaman yeniden diriltileceklerini bilmezler.
De ki: "Göklerde ve yerde olan hiç kimse, (yani) Allah'tan başka (hiç kimse,) yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez". (Yaratılmış olanlar) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler;
De ki: "Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler."
De ki: Göklerde ve Yerde Allahdan başka kimse gaybi bilmez, onlar da ne zaman ba'solunacaklarını bilmezler
De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."
De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Tanrı'dan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."
De ki: "Göklerde ve yerde ğaybı Allahdan başka kimse bilmez. Onlar da ne zaman diriltileceklerini bilmezler.
De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de farketmezler.
Yine de ki: -Göklerde ve yerde Allah'tan başka hiç kimse görülmeyeni bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin de farkında değillerdir.
De ki: "gerek göklerde gerek yerde olanlardan hiç kimse gaybı bilemez, gaybı yalnız Allah bilir. "Dolayısıyla, onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.
De ki: "Semalarda ve arzda gaybı Allah'tan başka kimse bilmez.. . Ne zaman ba's olunacaklarına da şuurları yoktur!"
De ki, 'Göklerde ve yerde, ALLAH'tan başka kimse geleceği bilemez. Ne zaman dirileceklerinin bile farkına varmazlar.'
De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin bilincinde olamazlar."
Say: "None in the heavens or the Earth know the unseen except God. And they do not perceive when they will be resurrected."
Say thou: “None in the heavens and the earth knows the Unseen save God.” And they perceive not when they will be raised.
Say: ‘No one in the heavens and the earth knows the Unseen except Allah. ’ They are not aware of when they will be raised.
Say, "No one in the heavens and the earth knows the future except GOD. They do not even perceive how or when they will be resurrected."
Say: "None in the heavens or the earth know the unseen except God. And they do not perceive when they will be resurrected."
Say, "None in the heavens or the earth know the unseen except God. They do not perceive when they will be resurrected."