Kendi elleriyle yaptıklarından dolayı, onlara bir musibet isabet edince, sana gelerek: "Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmaktan başka bir şey istemedik." diye nasıl da Allah'a yemin ediyorlar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fekeyfe | nasıl | كيف |
2 | iza | ne zaman ki | |
3 | esabethum | başlarına gelince | صوب |
4 | musibetun | bir felaket | صوب |
5 | bima | yüzünden | |
6 | kaddemet | yaptıkları (kötülükler) | قدم |
7 | eydihim | elleriyle | يدي |
8 | summe | sonra hemen | |
9 | ca'uke | sana gelirler | جيا |
10 | yehlifune | yemin ederler | حلف |
11 | billahi | Allah'a | |
12 | in | diye | |
13 | eradna | biz istedik | رود |
14 | illa | sadece | |
15 | ihsanen | iyilik etmek | حسن |
16 | ve tevfikan | ve uzlaştırmak | وفق |
Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince hemen, "Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik" diye yemin ederek, sana nasıl gelirler!
Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir musibet gelince, "Sadece iyilik ve uzlaştırma istedik." diye (yalan yere) yemin ederek nasıl da hemen sana gelirler!
İşlediklerinin sonucu olarak başlarına bir musibet gelse hemen sana gelerek, "Amacımız ancak iyilik yapmak ve uzlaştırmaktı" diye ALLAH adına yemin ederler.
Kendi elleriyle yaptıklarından dolayı, onlara bir musibet isabet edince, sana gelerek: "Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmaktan başka bir şey istemedik." diye nasıl da Allah'a yemin ediyorlar.
Kendi elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir iş geldiğinde halleri ne olacak? O zaman sana gelip Allah'a yemin ederek diyecekler ki "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istemiştik."
Bundan sonra, kendi yaptıkları yüzünden başlarına bir yıkım geldiğinde nasıl olacak? Sonra, sana gelip, "İyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik!" diyerek, Allah'ın üzerine yemin ediyorlar.
Fakat, önceden yaptıkları yüzünden başlarına öngöremedikleri bir musibet gelirse ne olacak halleri? Sonra sana gelecekler, Allah adına yeminle "bizim amacımız sadece iyilik yapmak ve uyumu sağlamaktı" (diyecekler).
Peki, nasıl oluyor da ellerinin hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet çöktüğünde, sana gelip, "Biz sadece iyilik yapmak, barıştırmak istedik!" diye Allah'a yeminler ediyorlar!
Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek: "Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye Allah'a yemin ederler?
Ya kendi yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket geldiği zaman durumları nasıl olur? Sonra gelmişler bir de sana: "Vallahi, muradımız sırf bir iyilik yapmak ve ara bulmaktan ibaretti." diye yemin ediyorlar.
Fakat bu dünyada yaptıkları yüzünden (Hesap Günü) başlarına felaket geldiğinde ne olacak (onların hali); o zaman sana gelip Allaha yeminle, "Bizim niyetimiz, iyilik yapmak ve uyum sağlamaktan başka bir şey değildi" (diyecekler)?
Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiği, sonra da "Biz iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik" diye Allah'a yemin ederek sana geldikleri zaman halleri nasıl olur?
Ya ellerinin yaptığı yüzünden başlarına bir musıbet geldiği zaman nasıl? sonra gelmişler de sana "billahi muradımız sırf bir iyilik yapmak ve ara bulmaktan ibaret idi" diye yemin ediyorlar
Ya nasıl, elleriyle yaptıkları (kötülükler) yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana gelirler: "Biz sadece iyilik etmek ve uzlaştırmak istedik." diye Allah'a yemin ederler?
Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek "Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye Tanrı'ya yemin ederler?
Önce elleriyle (ihtiyarlariyle) yapdıkları (fenalıklar) yüzünden onlara bir bela çatdığı zaman (halleri) nice olur? (Onlar böyle bir felakete uğradıkdan) sonra "Biz iyilikden ve ara bulmakdan başka bir şey arzu etmedik" diye, Allaha andederek, sana geleceklerdir.
Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde, nasıl hemen sana geldiler de; gayemiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret idi, diye yemin ediyorlar.
Öyleyse, nasıl olur da, kendi elleriyle işlediklerine karşılık bir musibete uğrayınca sana gelip Allah'a yemin ederek "Biz, iyilikten ve uyum sağlamaktan başka bir şey istemedik." diyorlar?
Fakat işlediklerinin cezası olarak başlarına bir musibet geldiği zaman ne olur? Onlar hemen sana gelir, yemin billah ederek "Vallahi maksadımız sırf iyilik yapmak ve ara bulmaktan ibaret idi." derler.
Nasıl da, elleriyle yaptıkları yüzünden kendilerine musibet geldiğinde, hemen "Billahi bizim iyilikten ve tevfikten başka amacımız yoktu" derler.
İşlediklerinin sonucu olarak başlarına bir musibet gelse hemen sana gelerek, 'Amacımız ancak iyilik yapmak ve uzlaştırmaktı,' diye ALLAH adına yemin ederler
Kendi elleriyle yaptıklarından dolayı, onlara bir bela isabet edince, sana gelerek: "Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmaktan başka bir şey istemedik." diye nasıl da Allah'a yemin ediyorlar.
Why then, when a tragedy befalls them for what their hands have brought forth do they come to you swearing by God that they only wanted to do good and reconcile
How will it be when calamity befalls them because of what their hands have sent ahead? Then will they come to thee, swearing by God: “We intended only good conduct and success!”
How will it be when a disaster strikes them because of what they have done, and then they come to you swearing by Allah: ‘We desired nothing but good and reconciliation’?
How will it be when a disaster hits them, as a consequence of their own works? They will come to you then and swear by GOD: "Our intentions were good and righteous!"
Why then, when disaster befalls them for what their hands have delivered, do they come to you swearing by God that they only wanted to do good and reconcile?
Why then, when a tragedy befalls them for what their hands have brought forth do they come to you swearing by God that they only wanted to do good and reconcile?