O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verirdik.
Bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir ödül verirdik.
(67, 68) O zaman elbette kendilerine katımızdan büyük ödül verirdik ve onları elbette doğru yola ulaştırırdık.
Kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik.
O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verirdik.
O zaman biz de onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik.
Bizim katımızdan, büyük bir ödül verirdik.
O zaman Biz de onlara, katımızdan muhteşem bir ödül verirdik.
O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik.
Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik.
Elbette o zaman kendilerine tarafımızdan pek büyük bir mükafat da verirdik.
bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir mükafat verirdik
O zaman kendilerine elbette katımızdan büyük bir mükafat verirdik.
Elbette o zaman kendilerine ledünnümüzden pek büyük bir ecir de verirdik
O zaman kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik.
Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik.
Ve o zaman biz de onlara tarafımızdan pek büyük bir mükafat verirdik.
O takdirde onlara katımızdan büyük bir mükafat verirdik.
Biz de o zaman yanımızdan büyük bir mükafat verirdik.
Ve o takdirde biz de onlara tarafımızdan pek büyük mükafat verirdik.
O takdirde onlara elbette ki ledünnümüzden çok büyük mükafat verirdik.
Kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik.
O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ödül verirdik.
Then We would have given them from Us a great reward.
And then would We have given them from Us a great reward
In that case We would have given them an immense reward from Us
And we would have granted them a great recompense.
Then We would have given them from Us a great recompense.
Then We would have given them from Us a great reward.