Münafıklar, kendilerinden istediğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair en kuvvetli yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Bağlılık ma'ruftur." Kuşkusuz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve eksemu | ve yemin ettiler | قسم |
2 | billahi | Allah'a | |
3 | cehde | var gücüyle | جهد |
4 | eymanihim | yeminlerinin | يمن |
5 | lein | eğer | |
6 | emertehum | onlara emredersen | امر |
7 | leyehrucunne | (savaşa) çıkacaklarına | خرج |
8 | kul | de ki | قول |
9 | la | ||
10 | tuksimu | yemin etmeyin | قسم |
11 | taatun | itaatiniz | طوع |
12 | mea'rufetun | malumdur | عرف |
13 | inne | şüphesiz | |
14 | llahe | Allah | |
15 | habirun | haberdardır | خبر |
16 | bima | şeylerden | |
17 | tea'melune | yaptıklarınız | عمل |
Eğer, o ikiyüzlülere emredersen, savaşa çıkacaklarına bütün güçleriyle yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyiniz, itaatiniz bilinmektedir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
(Münafıklar), sen kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (yanında savaşa) çıkacaklarına dair var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin! İtaatiniz bilinmektedir! Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Kendilerine emrettiğin taktirde çıkacaklarına (yola veya savaşa) dair yeminlerinin en ciddi olanıyla ALLAH'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Nasıl itaat ettiğiniz ortada. ALLAH yaptığınız her şeyden haberdardır."
Münafıklar, kendilerinden istediğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair en kuvvetli yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Bağlılık ma'ruftur." Kuşkusuz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
"Emir verirsen, mutlaka savaşa çıkacaklar" diye, olanca güçleriyle Allah'a yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyin, güzel bir itaat yeter. Çünkü Allah yaptıklarınızın iç yüzünü bilir."
Buyruk vermiş olsaydın kesinlikle çıkacaklarına ilişkin, tüm güçleriyle, Allah'ın üzerine yemin ediyorlar. De ki: "Yemin etmeyin; güzelce boyun eğmek yeterlidir!" Kuşkusuz, Allah, yaptıklarınızdan Haberlidir.
Bir de kendilerine emredecek olsan, mutlaka (savaş için sefere) çıkacaklarına dair var güçleriyle yemin edenlere de ki: "Yemin etmeyin! İtaat (herkesçe) bilinen ortak iyiyedir: şu da bir gerçektir ki, Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır."
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a ant içtiler ki, sen onlara emredersen mutlaka savaşa çıkacaklar. De ki: "Ant içmeyin! Örfe uygun bir itaat yeterli! Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır."
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."
Ötekiler (münafıklar), kendilerine emrettiğin takdirde hemen tereddüt etmeden çıkıp gideceklermiş diye, Allah'a en kuvvetli yeminleri ile yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin! Sizin ki bilinen bir itaattir! Allah, kesinlikle bütün yaptıklarınız ve yapacaklarınızdan haberdardır.
(İki yüzlü kimselere gelince,) böyleleri, kendilerine emredersen, (savaş için) mutlaka çıkacaklarına (ve kendilerini bu işe adayacaklarına) var gücüyle yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyin! (Sizden bütün istenen, Allah'ın mesajına) güzelce boyun eğmektir. Şüphesiz, Allah yaptıklarınızdan bütünüyle haberdardır!"
Münafıklar, sen kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka savaşa çıkacaklarına dair en ağır bir şekilde Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Sizden istenen güzelce itaat etmektir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."
Ötekiler Allaha en kuvvetli yeminleriyle kasem ettiler vallahi kendilerine emredersen behemehal bilatereddüd çıkar giderlermiş, de ki: Yemin etmeyin, ancak bir taati ma'rufe, her halde Allah bütün yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza habirdir
Yeminlerinin var gücüyle Allah'a yemin ettiler: Eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "Yemin etmeyin. (Sizden istenen, yalan yere yemin etmek değil), güzel ita'at etmektir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır".
Yeminlerinin olanca gücüyle Tanrı'ya and içtiler; eğer sen onlara buyurursan (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Tanrı, yaptıklarınızdan haberdardır."
(Münafıklar) eğer kendilerine emr edersen (cihada) behemehal çıkacaklarına, olanca hızlarıyle, yemin etdiler. (Onlara) de ki: "(Bihude) yemin etmeyin. (Bu), adet (iniz) vech ile (sade dilinizin gevelediği) bir itaatdır. Şübhesiz ki Allah, yapageldiğiniz şeylerden hakkıyle haberdardır".
Var güçleriyle Allah'a yemin ettiler ki; eğer kendilerine emredersen çıkacaklardır. De ki: Yemin etmeyin. Makul bir itaat. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Kendilerine emir verdiğin takdirde savaşa çıkacaklarına var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: -Yemin etmeyin! İtaatiniz malumdur, Allah ise sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Senin kendilerine emretmen halinde hicret edeceklerine veya savaşa çıkacaklarına dair vargüçleriyle yemin billah ettiler. De ki: "Yemine ne hacet! Yemin etmeyin, sizden istenen makul bir itaattır. Elbette Allah yaptığınız ve yapacağınız her şeyi bilir"
Eğer sen onlara (münafıklara) emredersen: "Mutlaka çıkacaklar" diye en şiddetle Allah adına yemin ederler.. . De ki: "Yemin etmeyin! (Sizden istenen) şartların gerektirdiği bir taattır. . . Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı Habiyr'dir. "
Kendilerine emrettiğin taktirde çıkacaklarına dair yeminlerinin en ciddi olanıyla ALLAH'a yemin ettiler. De ki, 'Yemin etmeyin. Nasıl itaat ettiğiniz ortada. ALLAH yaptığınız her şeyden haberdardır.'
Münafıklar, kendilerinden istediğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair en kuvvetli yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Bağlılık ma'ruftur". Kuşkusuz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
And they swear by God with their strongest oaths that if you would only command them they would mobilize. Say: "Do not swear, for obedience is an obligation. God is Expert over what you do."
And they swore by God their strongest oaths, that if thou shouldst command them, they would go forth. Say thou: “Swear not — obedience is known”; God is aware of what you do.
They have sworn by Allah with their most earnest oaths that if you give them the command, they will go out. Say: ‘Do not swear. Honourable obedience is enough. Allah is aware of what you do.’
They swear by GOD, solemnly, that if you commanded them to mobilize, they would mobilize. Say, "Do not swear. Obedience is an obligation. GOD is fully Cognizant of everything you do."
And they swear by God with their strongest oaths that if you would only command them they would mobilize. Say: "Do not swear, for obedience is an obligation. God is Expert over what you do."
They swear by God with their strongest oaths that if you would only command them they would mobilize. Say: "Do not swear, for obedience is an obligation. God is Ever-aware of what you do."