Gerçek olan dua ancak O'na yapılandır. Onların, O'nun yanı sıra istekte bulundukları varlıklar, hiçbir şekilde onlara karşılık veremezler. Onlar, elleri suya ulaşmadığı halde, ağızlarına su kendiliğinden gelsin diye iki avucunu açanlar gibidir. Kafirlerin duası sapkıncadır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | lehu | ancak O'nadır | |
2 | dea'vetu | du'a | دعو |
3 | l-hakki | gerçek | حقق |
4 | vellezine | kimseler ise | |
5 | yed'une | du'a ettikleri | دعو |
6 | min | ||
7 | dunihi | O'ndan başka | دون |
8 | la | ||
9 | yestecibune | isteklerini karşılayamazlar | جوب |
10 | lehum | kendilerinin | |
11 | bişey'in | hiçbir | شيا |
12 | illa | ancak | |
13 | kebasiti | uzatan kimse gibidir | بسط |
14 | keffeyhi | avuçlarını | كفف |
15 | ila | ||
16 | l-mai | suya | موه |
17 | liyebluga | gelsin diye | بلغ |
18 | fahu | ağzına | فوه |
19 | vema | oysa | |
20 | huve | o | |
21 | bibaligihi | on(un ağzın)a gelmez | بلغ |
22 | ve ma | ve (işte) | |
23 | duaa'u | du'ası | دعو |
24 | l-kafirine | kafirlerin | كفر |
25 | illa | ancak | |
26 | fi | ||
27 | delalin | boşa gider | ضلل |
Gerçek dua Allah'a yapılır. O'ndan başka yalvardıkları, kendilerine hiçbir cevap veremezler. Bunlar, suyun ağzına gelmesi için avuçlarını suya açan, ancak hiçbir zaman su ağzına ulaşmayan kimseye benzerler. İnkarcıların duası da aynı şekilde boşa gitmektedir.
Gerçek dua yalnızca O'na (Allah'a)dır.* O'nun peşi sıra dua ettikleri varlıklar onlara asla cevap veremezler. (Onların durumu, kendisi) ona ulaşamamışken ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya uzatan kimse gibidir.* Kâfirlerin yalvarması şaşkınlıkta olmaktan başka bir şey değildir.
Gerçek dua O'na yöneltilendir. O'nun dışında çağırdıkları ise onlara hiçbir şekilde karşılık veremezler. Tıpkı suya avuçlarını uzatan; ancak ağzına hiçbir şey ulaşmayan kimse gibi... İnkarcıların duası boşunadır.
Gerçek olan dua ancak O'na yapılandır. Onların, O'nun yanı sıra istekte bulundukları varlıklar*, hiçbir şekilde onlara karşılık veremezler. Onlar, elleri suya ulaşmadığı halde, ağızlarına su kendiliğinden gelsin diye iki avucunu açanlar gibidir. Kafirlerin duası sapkıncadır.
Doğru çağrı, Allah'a yapılan çağrıdır. Allah ile aralarına koyup yardıma çağırdıkları bunlara hiçbir şekilde karşılık veremezler. Onlar, ağzına su ulaşsın diye iki elini suyun üstüne yayan kimseye benzerler; su, bu şekilde ağza ulaşmaz. Ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin) çağrısı boş bir çağrıdır.
Gerçek çağrı, O'na yapılır. O'ndan başka bir de ayrıca taptıkları, hiçbir biçimde karşılık veremezler. Avuçlarını suya uzatıp ağzına gelmesini bekleyen, ama suyun gelmediği kimselere benziyorlar. Nankörlük edenlerin yaptıkları yakarışlar, sapkınlıktan başka bir şey değildir.
Mutlak hakikati gözeten gerçek bir dua, yalnızca O'na yönelik olmalıdır. O'ndan başka yalvarıp yakardıkları varlıklar, hiçbir şekilde taleplerine karşılık veremezler. (Onların durumu), tıpkı ellerini suya doğru açıp da ağzına (suyun) ulaşmasını bekleyen kimse (gibidir); bu durumda o asla suya kavuşamayacaktır. Küfre sapanların duası, sapmalarını (artırmaktan) başka hiçbir şeye yaramaz.
Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz.
Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O'na (olan)dır. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiç bir şeyle cevab veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. İnkar edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.
Gerçek dua ancak O'nadır; O'ndan başka yalvarıp durdukları ise, onlara hiçbir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimseye benzer ki, su ona gelmez. Kafirlerin duası hep bir sapıklık içindedir.
Nihai Gerçek'e varmak amacıyla yapılan bütün dualar, bütün çağrı ve arayışlar ancak O'na yöneltilmelidir; çünkü insanların O'nu bırakıp da yakardıkları (öteki varlıklar ve güçler) bu yakarışlarına hiçbir şekilde karşılık veremezler. Öyle ki, (onlara, yakarıp duran kimsenin durumu) ellerini suya doğru uzatıp, suyun kendisine ulaşmasını bekleyen birinin durumuna benzer; oysa bu durumda su asla ona ulaşmayacaktır. Bunun içindir ki, hakkı inkar edenlerin yakarması kendilerini sapıklık içinde tüketmekten başka bir sonuç getirmez.
Gerçek dua ancak O'nadır. O'ndan başka yalvardıkları ise onların isteklerine ancak, ağzına ulaşmayacağı halde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kafirlerin duası daima boşa çıkar.
Hak dua ancak onadır, ondan başka yalvarıp durdukları ise onları hiç bir şeyle icabet etmezler, onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açana benzer ki o, ona gelmez, kafirlerin duası hep bir dalal içindedir
Gerçek du'a, ancak O'na yapılır. O'ndan başka du'a ettikleri ise, kendilerinin hiçbir isteklerini karşılayamazlar. (Onların durumu) tıpkı ağzına gelsin diye suya avuçlarını uzatan kimse gibidir. Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça su) on(un ağzın)a gelmez. İşte kafirlerin du'ası, öyle boşa gider.
Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O'na (olan)dır. Onların Tanrı'dan başka çağırdıkları ise, onlara hiç bir şeyle cevab veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. Kafirlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.
Hak (olan) da'vet (ve düa) ancak Onadır. Onu bırakıb çağırdıkları (düa etdikleri putlar) ise kendilerine hiç bir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan (adam) gibidir ki o, buna asla ulaşıcı değildir. Kafirlerin düası sapıklık içinde kalmakdan başka (bir mahiyyetde) değildir.
Gerçek dua ancak O'nadır. O'ndan başka taptıkları kendilerine hiçbir şeyle cevap veremezler. Durumları; suyun ağzına gelmesi için avuçlarını ona açmış kimsenin durumu gibidir. Oysa o, hiç bir zaman suya kavuşamaz. İşte kafirlerin yalvarışı da böyle boşunadır.
Gerçek dua yalnızca O'nadır. O'ndan başka dua ettikleri, kendilerine hiçbir cevap veremezler. Durumları, suyun ağzına gelmesi için avuçlarını ona açmış bekleyen adama benzer. Hiçbir zaman suya kavuşamaz. İşte kafirlerin duası sapıklıktan başka bir şey değildir.
Geçerli dua O'na yapılan duadır. Müşriklerin O'ndan başka yöneldikleri putlar ise, kendilerine hiçbir surette icabet edemezler. Onların durumu tıpkı, ağzına su ulaşsın diye iki elini önündeki kuyuya doğru uzatan adamın durumuna benzer. Oysa bu durumda su, hiçbir zaman ona ulaşamaz. İşte kafirlerin duası öyle boşa gider.
Hak davet "HU"yadır! Yönelip yardım istedikleri O'nun dunundakilerden, onlara hiçbir şekilde cevap gelmez (çünkü asla var olmadılar)! (Onların durumu) ancak, su içmek isteyip de yalnızca suya elini açanın hali gibidir.. . (Çeşme olmadığından) o su ona ulaşacak değildir! Hakikat bilgisini inkar edenlerin duası ancak sapkınlık ve boşadır!
Gerçek dua O'na yöneltilendir. O'nun dışında çağırdıkları ise onlara hiç bir şekilde karşılık veremezler. Tıpkı suya avuçlarını uzatan; ancak ağzına hiç bir şey ulaşmıyan kimse gibi... İnkarcıların duası boşunadır.
Gerçek olan dua ancak O'na yapılandır. Onların, O'ndan başka istekte bulundukları varlıklar*, hiçbir şekilde onlara karşılık veremezler. Onlar, elleri suya ulaşmadığı halde, ağızlarına su kendiliğinden gelsin diye iki avucunu açanlar gibidir. Gerçeği yalanlayan nankörlerin duası sapkıncadır.
To Him is the call of truth. And those who are called on besides Him, they will not respond to them in anything; like one who places his hands openly in the water to drink, but it never reaches his mouth. The call of the rejecters is nothing but in misguidance.
To Him belongs the call of truth; and those to whom they call, besides Him, answer them nothing save it be as one stretching forth his hands to water, that it might reach his mouth, but it reaches it not; and the supplication of the false claimers of guidance is only in error.
The call of truth is made to Him alone. Those they call upon apart from Him do not respond to them at all. It is like someone stretching out his cupped hands towards water to convey it to his mouth: it will never get there. The call of the kuffar only goes astray.
Imploring Him is the only legitimate supplication, while the idols they implore beside Him cannot ever respond. Thus, they are like those who stretch their hands to the water, but nothing reaches their mouths. The supplications of the disbelievers are in vain.
To Him is the call of truth. And those who are called on besides Him, they will not respond to them in anything; like one who places his hands openly in the water to drink, except it never reaches his mouth. The call of the rejecters is nothing but in misguidance.
To Him is the call of truth. Those who are called on besides Him, they will not respond to them in anything. It is like one who places his hands openly in the water to drink, but it never reaches his mouth. The call of the ingrates is nothing but in misguidance.