Sonra, ikisi de teslim olup, yanı üzere getirdi,
Her ikisi de Allah'ın emrine teslim olunca, babası onu yan üstü yatırdı.
Her ikisi de teslim olup, onu (oğlunu) alnı üzerine yatırmıştı.
Böylece ikisi de teslim oldu ve onu alnı üzerine yıktı.
Sonra, ikisi de teslim olup, yanı üzere getirdi,
Ne zaman ki ikisi de Allah'a teslim oldu; İbrahim onu, alnı yere gelecek şekilde yatırdı.
Böylece, ikisi de teslim oldu. Ve Onu, yüzüstü yatırdı.
Sonunda o ikisi Allah'a teslimiyetlerinin bir gereği olarak (vardıkları sonuca) uydular ve (babası) onu yüzüstü yatırınca,
Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca,
Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.
Ne zaman ki ikisi de bu şekilde (Allah'a) teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağına yıktı (şakağı üzerine yatırdı).
Fakat ikisi Allah'ın emri (olarak gördükleri)ne kendilerini teslim edince ve (İbrahim) onu yüzüstü yatırınca,
(103-104) Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"
Vakta ki bu suretle ikisi de teslim oldular ve onu tuttu şakağına yıktı
İkisi de böylece (Allah'ın emrine) teslim olup (İbrahim, kurban etmek için) çocuğu alnı üzerine yıkınca,
Sonunda ikisi de (Tanrı'nın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.
Vaktaki bu suretle ikisi de (Allahın emrine) ram oldular, (İbrahim) onu alnı üzere yıkdı.
İkisi de teslim olunca, babası; oğlunu alnı üzere yatırdı.
Her ikisi de teslimiyet gösterip, İbrahim oğlunu alnı üzerine yatırdığı zaman...
(103-105) Her ikisi de Allah'ın emrine teslim olup, İbrahim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrahim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!
İkisi de (hükme) teslim olup Onu (İsmail'i) yüzüstü yatırdığında.. .
Böylece ikisi de teslim oldu ve onu alnı üzerine yıktı.
Sonra, ikisi de teslim olup, onu alnı üzere yatırınca,
So when they both had surrendered, and he put his forehead down.
And when they had submitted, and he had thrown him down upon his brow,
Then when they had both submitted and he had lain him face down on the ground,
They both submitted, and he put his forehead down (to sacrifice him).
So when they both had submitted, and he was laid by his forehead.
So when they both had peacefully surrendered, and he put his forehead down.