"Öyleyse Allah için takva sahibi olun ve bana tabi olun."
- Kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "Sakınmaz mısınız? Bakın ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Artık, Allah'a saygı duyun ve bana itaat edin. Hem bunun için sizden dünyevi bir karşılık da istemiyorum. Benim karşılığımı verecek olan, ancak alemlerin Rabbidir. Onun için, Allah'a saygı duyun ve bana itaat edin!"
Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun ve bana itaat edin!"
"ALLAH'ı dinleyip bana uymalısınız."
"Öyleyse Allah için takva sahibi olun ve bana tabi olun."
Öyleyse Allah'tan çekinin ve sözümü dinleyin," dedi.
"Artık, Allah'a yönelik sorumluluk bilinci taşıyın ve bana boyun eğin!"
Haydi artık Allah'a karşı sorumlu davranın ve beni izleyin!"
"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin."
"Artık Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Gelin Allah'tan korkun, bana itaat edin!"
Öyleyse artık Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyın ve benim izimden yürüyün!"
"O halde, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!"
Gelin Allahdan korkun bana itaat edin
"Öyle ise Allah'tan korkun ve bana ita'at edin."
"Artık Tanrı'dan korkup sakının ve bana itaat edin."
"O halde Allahdan korkun ve bana itaat edin".
O halde Allah'tan korkun da bana itaat edin.
Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Haydi öyleyse! Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin!."
"O halde Allah'tan (kesinlikle yaptıklarınızın sonucunu yaşatacağı için) korunun ve bana itaat edin!"
'ALLAH'ı dinleyip bana uymalısınız.'
"Öyleyse Allah için takva sahibi olun ve bana itaat edin."
"So be aware of God and obey me. "
“So be in prudent fear of God, and obey me.”
so have taqwa of Allah and obey me. ’
"You shall reverence GOD and obey me."
"So be aware of God and obey me."
"So be aware of God and obey me."