"Umarız sihirbazlar galip gelir; o zaman biz de onlara tabi oluruz."
Halk, "Sihirbazlar üstün gelirse, biz de belki onlara uyarız" dediler.
(Şehir halkı:) "Umarız ki büyücüler üstün gelirlerse büyücülere uyarız!" (demişti).
"Büyücüler üstün gelirse onlara uyabiliriz."
"Umarız sihirbazlar galip gelir; o zaman biz de onlara tabi oluruz."
"Galip gelirlerse belki büyücülere uyarız" dendi.
"Büyücüler üstün gelirse, biz de onlara uyarız!"
Beklentimiz gerçekleşsin diye bizler herhalde sihirbazlardan yana olacağız; yeter ki galip gelen onlar olsunlar!"
"Sanıyoruz ki, büyücülere uyacağız, eğer galip gelirlerse."
"Umarız ki, eğer galip gelirse biz de büyücülere uyarız."
şayet üstün gelirlerse, herhalde bizler sihirbazlara uyacağız, dediler.
"Çünkü, umarız ki, üstün gelen büyücüler olursa onların (hükmüne) uyarız".
"Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara uyarız" (dediler.)
Sanırız bizler sihirbazlara tabi' olacağız şayed onlar olursa galibler
"Umarız ki büyücüler üstün gelirse biz de onlara uyarız."
"Umarız ki, eğer galip gelirse biz de büyücülere uyarız."
"Umarız ki (bizimkiler) gaalib olurlarsa biz de (kendi) büyücüler (imiz) e uyarız".
Eğer onlar galip gelirlerse; büyücülere belki biz de tabi oluruz.
-Eğer galip gelen sihirbazlar olursa herhalde biz de onlara uyarız.
(39-40) Halka da: "Haydi ne duruyorsunuz, siz de toplansanıza!" "Umarız büyücüler galip gelirler, biz de onların dinlerine tabi oluruz!" denildi.
"Eğer galip gelirlerse, muhtemelen biz sihirbazlara tabi oluruz" (dedi halk).
'Büyücüler üstün gelirse onlara uyabiliriz.'
"Umarız sihirbazlar galip gelir; o zaman biz de onlara tabi oluruz."
"Perhaps we can follow the magicians if they are the winners. "
So we might follow the sorcerers, if they are the victors?”
so we can follow the magicians if they are the winners?’
"Maybe we will follow the magicians, if they are the winners."
"Perhaps we can follow the magicians if they are the winners."
"Perhaps we can follow the magicians if they are the winners."