O gün gök, sarsıldıkça sarsılır.
O gün, gök şiddetle sallanır.
O gün, gök şiddetli bir şekilde sallanıp çalkalanacaktır.
O gün gök sallanıp sarsılacak,
O gün gök, sarsıldıkça sarsılır.
Göğün çalkalanıp durduğu günde,
O gün, sarsıntıyla gök çalkalanır.
Gün gelir, gök büyük bir çöküşle çöker.
O gün gök bir çalkanışla çalkanır.
O gün gök, sarsılıp çalkalanır.
O gün gök bir çalkanışla çalkalanır,
Göklerin (büyük) bir sarsıntı ile sarsılacağı o Gün (bu azap gerçekleşecek),
O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır.
O gün ki Sema bir çalkanış çalkanır
O gün gök, bir çalkalanış çalkanır,
O gün gök sarsılıp çalkalanır.
O gün gök sallanıb çalkanır,
O gün; gök, sarsıldıkça sarsılır,
O gün gök çok çalkalanıp duracak.
Gün gelecek, gök şiddetle çalkalanacak.
O süreçte sema (bilinç) allak bullak (şaşkın) olur!
O gün gök sallanıp sarsılacak,
O gün gök, sarsıldıkça sarsılır.
The Day when the sky will violently thunder.
The day the heaven shakes, reeling,
On the Day when heaven sways to and fro
The day will come when the sky will violently thunder.
The Day when the heaven will violently thunder.
The day when the sky will violently thunder.