Hükümdar: "Yusuf'tan murat almak istediğinizde ondan nasıl bir karşılık aldınız?" dedi. Kadınlar: "Haşa! Allah için onun bir kötülüğünü bilmiyoruz." dediler. Aziz'in hanımı: "Şimdi gerçek ortaya çıktı, ona ben sahip olmaya kalkıştım, o kesinlikle doğru söyleyenlerdendir." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | dedi | قول |
2 | ma | neydi? | |
3 | hatbukunne | durumunuz | خطب |
4 | iz | zaman | |
5 | ravedtunne | murad almak istediğiniz | رود |
6 | yusufe | Yusuf'un | |
7 | an | ||
8 | nefsihi | nefsinden | نفس |
9 | kulne | dediler ki | قول |
10 | haşe | haşa | حوش |
11 | lillahi | Allah için | |
12 | ma | ||
13 | alimna | biz bilmiyoruz | علم |
14 | aleyhi | onun | |
15 | min | hiçbir | |
16 | su'in | kötülüğünü | سوا |
17 | kaleti | dedi | قول |
18 | mraetu | karısı da | مرا |
19 | l-azizi | Aziz'in | عزز |
20 | l-ane | işte şimdi | |
21 | hashasa | yerini buldu | حصحص |
22 | l-hakku | hak | حقق |
23 | ena | ben | |
24 | ravedtuhu | murad almak istemiştim | رود |
25 | an | ||
26 | nefsihi | onun nefsinden | نفس |
27 | ve innehu | şüphesiz o | |
28 | lemine | ||
29 | s-sadikine | doğrulardandır | صدق |
Kral kadınlara dedi ki: "Yusuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" Kadınlar,"Haşa! Allah için biz ondan hiçbir kötülük görmedik" dediler. Aziz'in hanımı da dedi ki: "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben, onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o, doğru söyleyenlerdendir."
(Hükümdar, kadınlara) şöyle demişti: "Yusuf'un nefsinden yararlanmak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" Onlar "Haşa! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik." demişlerdi. Aziz'in hanımı şöyle demişti: "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben (cinsel olarak) ondan yararlanmak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir."
"Yusuf'u baştan çıkarmak isterken durumunuz neydi?" Kadınlar, "ALLAH korusun; biz ondan bir kötülük görmedik!" dediler. Bunun üzerine, valinin karısı şöyle dedi: "Gerçek artık ortaya çıktı. Onu ben yoldan çıkarmaya çalışmıştım. O doğru konuşuyor."
Hükümdar: "Yusuf'tan murat almak istediğinizde ondan nasıl bir karşılık aldınız?" dedi. Kadınlar: "Haşa! Allah için onun bir kötülüğünü bilmiyoruz." dediler. Aziz'in hanımı: "Şimdi gerçek ortaya çıktı, ona ben sahip olmaya kalkıştım, o kesinlikle doğru söyleyenlerdendir." dedi.
Kral kadınlara dedi ki "Yusuf'u istediğinizde nasıl bir karşılık gördünüz?" Kadınlar: "Allah için o böyle şeylerden uzaktır" dediler. Onun aleyhine bir kötülük bilmiyoruz. "Vezirin karısı da şöyle dedi: "Şimdi bütün gerçek ortaya çıktı. Ondan murat almak isteyen bendim. O gerçekten dürüst bir kişidir."
"Yusuf'u elde etmek istediğinizde, amacınız neydi?" Dediler ki: "Allah için; kendisinden bir kötülük görmedik!" Valinin karısı, şöyle dedi: "Artık, gerçek ortaya çıktı; Onu, elde etmek istedim. Aslında, O, doğruyu söylüyor!"
(Kral onları toplayıp) sordu: "Sizler, bir zamanlar Yusuf'u baştan çıkarmaya çabalamakla ne elde etmeyi ummuştunuz? Onlar "Haşa!" dediler, "Allah için biz, onun aleyhine olabilecek en küçük bir kötülüğe tanık olmadık." Malum yöneticinin karısı "İşte" diye atıldı, "gerçek olanca çıplaklığıyla şimdi ortaya çıktı! Arzumu tatmin için onu baştan çıkarmaya çalışan bendim; ne ki o, hep (özüne ve sözüne) sadık kaldı.
Kral dedi: "Yusuf'un nefsinden murat almak istediğinizde, derdiniz ne idi?" Dediler ki: "Allah şahit, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz." Aziz'in karısı dedi ki: "İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onunla gönül eğlendirmek istemiştim. O, özü sözü doğru insanlardandı."
(Hükümdar topladığı o kadınlara:) "Yusuf'un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar: "Allah için, haşa" dediler. "Biz ondan hiç bir kötülük görmedik." Aziz (Vezir)in de karısı dedi ki: "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söylenlerdendir."
Hükümdar o kadınlara: "Derdiniz neydi ki, o zaman Yusuf'un nefsinden murad almağa, onunla birlikte olmaya kalkıştınız?" dedi. Onlar: "Haşa, Allah için biz onun aleyhine bir kötülük bilmiyoruz!" dediler. Azizin karısı: "Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun nefsinden ben kam almak istedim. O ise kesinlikle doğru söyleyenlerdendir." dedi.
(Bunun üzerine Kral o kadınları çağırtıp kendilerine:) "Yusuf'un gönlünü çelmek isterken ne sağlayacağınızı umuyordunuz?" diye sordu. Kadınlar: "Allah korusun, biz o'ndan en küçük bir kötülük görmedik!" dediler. (Ve) Yusuf'un ilk efendisinin hanımı: "Artık gerçek ortaya çıktı!" diye atıldı, "Onun gönlünü çelmek isteyen bendim; o ise hep özü sözü doğru olan kimselerdendi!"
Kral, kadınlara, "Yusuf'tan murad almak istediğiniz zaman derdiniz ne idi?" dedi. Kadınlar, "Haşa! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz" dediler. Aziz'in karısı ise, "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istedim. Şüphesiz Yusuf doğru söyleyenlerdendir" dedi.
Melik, o kadınlara, derdiniz ne idi ki o vakıt Yusüfün nefsinden murad almağa kalktınız? Dedi, haşa dediler Allah için biz onun aleyhinde bir fenalık bilmiyoruz. Azizin karısı şimdi, dedi, hak tezahür etti, onun nefsinden ben kam almak istedim, o ise şeksiz şüphesiz sadıklardandır
(Kral, kadınlara): "Yusuf'un nefsinden murad almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" dedi. Dediler ki: "Haşa, Allah için (doğru söylemek lazım), biz onda hiçbir kötülük görmedik!" Aziz'in karısı da: "İşte şimdi hak yerini buldu, ben onun nefsinden murad almak istemiştim. O tamamen doğrulardandır!" dedi.
(Hükümdar topladığı o kadınlara:) "Yusuf'un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar: "Tanrı için, haşa" dediler. "Biz ondan hiç bir kötülük görmedik." Aziz (Vezir)in de karısı dedi ki: "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söylenlerdendir."
(Padişah o kadınları toplayıb) dedi: "Yuusufun nefsinden kam almak istediğiniz zaman ne halde idiniz"?. (Kadınlar): "Haaşa, dediler, Allah için biz onun üstünde bir fenalık bilmedik". Azizin karısı da şöyle dedi: "Şimdi hak meydana çıkdı. Ben onun nefsinden murad almak istedim. O ise seksiz şübhesiz doğru söyleyenlerdendir".
Dedi ki: Yusuf'tan kam almak istediğiniz zaman ne halde idiniz? Onlar dediler ki: Haşa, Allah için biz onun bir kötülüğünü görmedik. Aziz'in karısı da şöyle dedi: Şimdi hak ortaya çıktı. Onu kendime ben ram etmek istedim. Ve o, gerçekten sadıklardandır.
(Hükümdar kadınlara): -İsteklerinizle Yusuf'a ısrar ettiğiniz zaman durumunuz neydi? dedi. Kadınlar: -Haşa, Onun bir kötülüğünü görmedik, dediler. Vezirin karısı: -Şimdi gerçek anlaşıldı. Nefsine uyan bendim. O, tamamen doğrulardandır.
Hükümdar o kadınları toplayıp: "Ne idi sizin Yusuf'la davanız?" Siz Yusuf'u elde etmeye çalıştığınızda durum ne idi, Yusuf nasıl davrandı?" diye sordu. Onlar da: "Haşa! Allah için söylemek gerekirse, onun yaptığı hiç bir kötülük bilmiş, görmüş değiliz." dediler. İşte o sırada vezirin eşi: "Şimdi gerçek meydana çıktı. Ondan kam almak isteyen bendim. O ise tam sadık ve dürüst insanlardandır." diye itiraf etti.
(Melik, kadınlara) dedi ki: "Yusuf'u ayartmak istediğinizde ne yaptı?".. . "Haşa! Allah için, Onun bir kötü davranışına şahit olmadık" dediler. Aziyz'in karısı ise: "Şimdi Hak ortaya çıktı! Ben Onu ayartmak istedim. . . Muhakkak ki O (Yusuf) doğru sözlüydü!"
(Kral kadınlara:) 'Yusuf'u baştan çıkarmak isterken durumunuz neydi?' Kadınlar, 'ALLAH korusun; biz ondan bir kötülük görmedik!,' dediler. Bunun üzerine, valinin karısı şöyle dedi: 'Gerçek artık ortaya çıktı. Onu ben yoldan çıkarmaya çalışmıştım. O doğru konuşuyor.'
Hükümdar: "Yusuf'tan murat almak istediğinizde ondan nasıl bir karşılık aldınız?" dedi. Kadınlar: "Haşa! Allah için onun bir kötülüğünü bilmiyoruz." dediler. Aziz'in hanımı: "Şimdi gerçek ortaya çıktı, ona ben sahip olmaya kalkıştım, o kesinlikle doğru söyleyenlerdendir." dedi.
He said: "What is your plea that you tried to seduce Joseph from himself" They said: "God forbid that we would do any harm to him. " The wife of the Governor said: "Now the truth must be known, I did seek to seduce Joseph from himself and he is of the truthful ones."
Said he: “What was the case of you women when you sought to lure Joseph away from his soul?” They said: “God forbid! We know no evil against him.” Said the wife of the Governor: “Now the truth is manifest: I sought to lure him away from his soul, and he speaks the truth.
He said, ‘What was this past affair of yours when you solicited Yusuf?’ Then they said ‘Allah forbid! We know no bad of him. ’ The governor’s wife then said, ‘The truth has now emerged. Indeed I tried to seduce him then and he has simply told the honest truth.
(The king) said (to the women), "What do you know about the incident when you tried to seduce Joseph?" They said, "GOD forbid; we did not know of anything evil committed by him." The wife of the governor said, "Now the truth has prevailed. I am the one who tried to seduce him, and he was the truthful one.
He said: "What is your plea that you tried to seduce Joseph from himself?" They said: "God be sought! We know of no evil on his part." The wife of the governor said: "Now the truth must be known, I did seek to seduce Joseph from himself and he is of the truthful ones."
He said, "What is your plea that you tried to seduce Joseph from himself?" They said, "God forbid that we would do any harm to him." The wife of the Governor said, "Now the truth must be known, I did seek to seduce Joseph from himself and he is of the truthful ones…"