Sonra onun yanına girdiklerinde: "Ey saygıdeğer Aziz! Bize ve ailemize darlık dokundu. Az bir sermaye ile geldik. Bize tam ölçek ver ve bize tasaddukta bulun. Kuşkusuz, Allah tasadduk edenlerin ödülünü verir." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felemma | böylece | |
2 | dehalu | girdiklerinde | دخل |
3 | aleyhi | onun huzuruna | |
4 | kalu | dediler ki | قول |
5 | ya eyyuha | ey | |
6 | l-azizu | vezir | عزز |
7 | messena | bize dokundu | مسس |
8 | ve ehlena | ve çocuklarımıza | اهل |
9 | d-durru | darlık | ضرر |
10 | ve ci'na | ve geldik | جيا |
11 | bibidaatin | bir sermaye ile | بضع |
12 | muzcatin | değersiz | زجو |
13 | feevfi | tam ver | وفي |
14 | lena | bize | |
15 | l-keyle | ölçyü | كيل |
16 | ve tesaddek | ve tasadduk eyle | صدق |
17 | aleyna | bize | |
18 | inne | çünkü | |
19 | llahe | Allah | |
20 | yeczi | mükafatlandırır | جزي |
21 | l-mutesaddikine | tasadduk edenleri | صدق |
Ya'kub'un oğulları tekrar Mısır'a, Yusuf'un yanına döndüklerinde dediler ki: "Ey Aziz!Bize ve çocuklarımıza darlık dokundu, değersiz bir sermaye ile geldik; ama sen bizim için tam ölçü ver, bize bağışta bulun. Şüphesiz, Allah bağışta bulunanları ödüllendirir."
(Kardeşleri) Yusuf'un yanına girdiklerinde şöyle demişlerdi: "Ey vezir! Bizi ve ailemizi kıtlık bastı ve biz değersiz (az) bir sermaye ile geldik. Hakkımızı tam ölçerek ver! (Ayrıca) bize bağışta da bulun! Şüphesiz ki Allah bağışta bulunanları ödüllendirir."
Huzuruna girince, "Sayın ekselans, bize ve ailemize darlık dokundu; bu yüzden değersiz bir eşya ile geldik. Ama sen bize tam ölçü ver, bize yardımda bulun. ALLAH sadaka verenleri ödüllendirir" dediler.
Sonra onun yanına girdiklerinde: "Ey saygıdeğer Aziz! Bize ve ailemize darlık dokundu. Az bir sermaye ile geldik. Bize tam ölçek ver ve bize tasaddukta bulun. Kuşkusuz, Allah tasadduk edenlerin ödülünü verir." dediler.
Gidip Yusuf'un huzuruna çıkınca şöyle dediler: "Sayın vezirim! Darlık bizi ve ailemizi de vurdu. Buraya derleyip toplayabildiğimiz bir sermayeyle geldik. Sen bize tahsisatımızı tam ver; sadakan olsun. Allah sadaka verenlere karşılığını verir."
Sonunda, yanına girdiklerinde, "Ey yönetici!" dediler; "Biz ve ailemiz, zorlu bir darlığa düştük ve az bir birikimle geldik. Şimdi bize ölçeği tam olarak ver. Ayrıca, karşılıksız olarak da ver. Kuşkusuz, Allah, karşılıksız verenleri ödülsüz bırakmaz!"
Derken onlar (tekrar Mısır'a gelip Yusuf'un) huzuruna çıktılar: "Ey saygın yönetici!" dediler, "Biz ve ailemiz kıtlıktan dolayı perişan olduk; üstelik bedel (olarak) getirdiğimiz şeyler de pek yetersiz. Buna rağmen sen (yine de) bize tam ölçek ver! İstersen üzerine ikramını (da ilave) et! Unutma ki Allah ikram edenlerin karşılığını verir.
Tekrar Yusuf'un yanına girdiklerinde şöyle dediler: "Ey Vezir! Bize de ailemize de zorluk dokundu. Önemsiz bir sermaye ile geldik. Sen bize tam ölçü zahire ver, bize sadaka vermiş ol. Allah, karşılıksız verenleri ödüllendirir."
Böylece onun (Yusuf'un) huzuruna girdikleri zaman, dediler ki: "Ey Vezir, bize ve ailemize şiddetli bir darlık dokundu; önemi olmayan bir sermaye ile geldik. Bize artık (yine) ölçeği tam olarak ver ve bize ilave bir bağışta bulun. Şüphesiz Allah, tasaddukta bulunanlara karşılığını verir."
Bunun üzerine Yusuf'un huzuruna girdikleri vakit dediler ki: "Ey şanlı Aziz! Bize ve ailemize darlık ve sıkıntı bastırıverdi, önemsiz bir sermaye ile de geldik. Yine bize erzakımızı tam ölçü ver ve bize biraz da sadaka ver; çünkü Allah sadaka verenlere mükafatını verir!"
(Yakub'un oğulları Mısır'a geri dönüp Yusuf'un) huzuruna çıktıklarında, "Ey soylu kişi!" dediler, "Biz ve ailemiz (yine) darlık ve sıkıntıya düştük ve pek değersiz bir şeyle çıkıp geldik; sen yine de bizim için tartıyı tam tut ve bize karşı cömert ol; çünkü Allah cömertçe verenleri ödüllendirir!"
Bunun üzerine (Mısır'a dönüp) Yusuf'un yanına girdiklerinde, "Ey güçlü vezir! Bize ve ailemize darlık ve sıkıntı dokundu. Değersiz bir sermaye ile geldik. Zahiremizi tam ölç, ayrıca bize sadaka ver. Şüphesiz Allah, sadaka verenleri mükafatlandırır" dediler.
Bunun üzerine vaktaki huzuruna girdiler, ey şanlı Aziz, dediler: bize ve ıyalimize zaruret messetti, pek ehemmiyetsiz bir sermaye ile de geldik, yine bize tam ölçü ver ve bize tesadduk buyur, çünkü Allah, tasadduk edenlere mükafatını verir
(Ya'kub'un oğulları, tekrar Mısır'a) Yusuf'un yanına döndüklerinde dediler ki: "Ey vezir, bize ve çocuklarımıza darlık dokundu, değersiz de bir sermaye ile geldik, ama sen bizim için tam ölçü ver, bize tasadduk eyle; çünkü Allah, tasadduk edenleri mükafatlandırır."
Böylece onun (Yusuf'un) huzuruna girdikleri zaman dediler ki: "Ey Vezir, bize ve ehlimize (ailemize) şiddetli bir darlık dokundu; önemi olmayan bir sermaye ile geldik. Bize artık (yine) ölçeği tam olarak ver ve bize ilave bir bağışta bulun. Şüphesiz Tanrı tasaddukta bulunanlara karşılığını verir."
Bunun üzerine (Ya'kubun oğulları tekrar Mısıra gidib Yuusufun) huzuruna girdikleri zaman dediler ki: "Ey aziz, bizi de, ailemizi de darlık basdı. Pek ehemmiyyetsiz bir sermaye ile geldik. Bize yine tam ölçek ver. Hakkımızda ayrıca lütufkarlık da et. Zira Allah lutufkarları mükafatlandırır".
Onlar yanına vardıklarında dediler ki: Ey Aziz; bizi de ailemizi de darlık bastı, pek değersiz bir malla geldik. Bize yine tam ölçek ver de tasadduk et. Muhakkak ki Allah, tasadduk edenleri mükafaatlandırır.
Kardeşleri Yusuf'un yanına girdiklerinde: -Ey Aziz! Biz ve ailemiz sıkıntı ve ihtiyaç içerisindeyiz; pek değersiz bir malla geldik; ölçeği bize bol tut ve sadaka ver; Allah sadaka verenleri şüphesiz mükafatlandırır, dediler.
Onlar Mısır'a varıp Yusuf'un huzuruna girerek "Aziz vezir! dediler, biz de, ailemiz de yine darlık ve sıkıntıya düştük, biz bu sefer pek az bir meblağ getirebildik. Lütfen bize tahsisatımızı tam ölçek ver de, parasını veremediğimiz kısmı da sadakanız olsun. Şüphesiz ki Allah tasadduk edenleri fazlasıyla ödüllendirir."
(Daha sonra tekrar erzak için Mısır'a giden kardeşler) Onun (Yusuf'un) yanına girdiklerinde: "Ey Aziyz.. . Ailemiz büyük darlık ve sıkıntıya düştü. . . Pek değerli olmayan bir sermaye ile geldik. . . Bize tam ölçek ver ve bize bağışta bulun fazladan. . . Muhakkak ki Allah bağışta bulunanları cezalandırır (karşılığını verir). "
(Yusuf'un) Huzuruna girince, 'Sayın ekselans, bize ve ailemize darlık dokundu; bu yüzden değersiz bir eşya ile geldik. Ama sen bize tam ölçü ver, bize yardımda bulun. ALLAH sadaka verenleri ödüllendirir,' dediler.
Sonra onun yanına girdiklerinde: "Ey saygıdeğer Aziz! Bize ve ailemize darlık dokundu. Az bir sermaye ile geldik. Bize tam ölçek ver ve bize tasaddukta bulun. Kuşkusuz, Allah tasadduk edenlerin ödülünü verir." dediler.
So when they entered upon him, they said: "O Governor, we have been afflicted with harm, us and our family, and we have come with poor goods to trade, so give us a measure of grain, and be charitable towards us, for God does reward the charitable. "
And when they entered upon him, they said: “O Governor: affliction has touched us and our people, and we have come with paltry merchandise. Fulfil thou for us the measure, and be thou charitable to us; God rewards the charitable.”
So when they came into his presence, they said, ‘Your Eminence! Hardship has hit us and our families. We bring scant merchandise, but fill the measure for us generously. Allah always rewards a generous giver.’
When they entered (Joseph's) quarters, they said, "O you noble one, we have suffered a lot of hardship, along with our family, and we have brought inferior goods. But we hope that you will give us full measure and be charitable to us. GOD rewards the charitable."
So when they entered upon him, they said: "O governor, we have been afflicted with harm, us and our family, and we have come with poor goods to trade, so give us a measure of grain, and be charitable towards us, for God rewards the charitable."
So when they entered upon him, they said, "O Governor, we have been afflicted with harm, us and our family, and we have come with poor goods to trade, so give us a measure of grain, and be charitable towards us, for God does reward the charitable."