Bilmez mi kabirlerde olanlar çıkarıldığı zaman,
Bilmez mi kabirlerde olanlar yeniden diriltilip dışarı atıldığı zaman!
Bilmez mi ki mezarlarda olanlar dışarı atıldığında,
Bilmez mi ki, mezardakiler ortaya atıldığı,
Bilmez mi kabirlerde olanlar çıkarıldığı zaman,
Bilmez mi, kabirdekiler dışarı çıkarıldığında,
Artık, bilmeyecek mi; mezardakiler dışarı çıkarıldığında?
O bilmez mi ki; kabirlerde bulunan herkes diriltilip ortaya çıkacağı zaman,
Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında,
Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı,'
Bilmiyor mu ki, kabirdekiler deşildiği zaman,
Ama bilmez mi ki (Ahiret Günü,) herkes mezarından ayağa kalkıp dışarı çıktığında,
(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her halinden mutlaka haberdardır.
Fakat bilmiyecek mi? Deşildiği zaman o kabirdekiler
Bilmez mi o, kabirlerde olanlar dışarı atıldığı,
Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların deşilip dışa atıldığı,
Haala o, (hakıykatı görüp) bilmeyecek mi, kabirlerin içindekiler (eşilib) çıkarıldığı zaman,
Yoksa bilmez mi kabirdekilerin çıkarılacağı zamanı?
Hala bilmiyor mu? Mezardakilerin dışa çıkarıldığında..
(9-10) Peki o insan, kendisinin ve malının akıbetini hala bilip anlamayacak mı? Kabirlerde olanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman, sinelerin içinde bulunan her şey derlenip ortaya konulduğu zaman,
Bilmez mi (insan), kabirlerin (bedenlerin) içindekiler deşilip dışarı çıkartıldığında,
Bilmez mi ki, mezardakiler ortaya atıldığı,
Bilmez mi kabirlerde olanlar çıkarıldığı zaman,
Does he not realise that when what is in the graves are scattered.
Does he then not know when what is in the graves is overturned
Does he not know that when the graves are emptied out,
Does he not realize that the day will come when the graves are opened?
Does he not realize that when what are in the graves are scattered.
Does he not realize that when what is in the graves are scattered.