Elçilerimiz Lut'a vardıklarında, onlar yüzünden fenalaştı. Onlara karşı eli ayağı birbirine dolaştı. "Bu çok zorlu bir gün." dedi.
Elçilerimiz/melekler, Lut'a gelince, Lut onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi daraldı da, "Bu, çetin bir gündür" dedi.
Elçilerimiz Lut'a gelince, (Lut) onların yüzünden üzülmüş ve onlardan dolayı içi daralmıştı da "Bu, zor bir gündür." demişti.
Elçilerimiz Lut'a gelince, onlara kötü davranıldı. Bu durum canını sıktı ve "Zor bir gün olacak" dedi.
Elçilerimiz Lut'a vardıklarında, onlar yüzünden fenalaştı. Onlara karşı eli ayağı birbirine dolaştı. "Bu çok zorlu bir gün." dedi.
Elçilerimiz Lut'un yanına varınca Lut'un canı sıkıldı ve iyice bunaldı. "Ne sıkıcı bir gün!" dedi.
Elçilerimiz, Lut'a geldiklerinde, Onlardan dolayı kaygılandı; göğsü daraldı ve şöyle dedi: "İşte bu, zorlu bir gündür!"
Ve elçilerimiz Lut'a gelince, onları korumaya güç yetiremeyeceğini düşünerek derin bir endişeye kapıldı ve "Bugün belalı bir gün olacak!" dedi.
Elçilerimiz Lut'a geldiğinde onlar için kaygılanmış, göğsü daralmış da şöyle demişti: "Bu, zorlu bir gün!"
Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi.
Elçilerimiz Lut'a geldiğinde onların yüzünden fenalaştı, eli ayağı dolaştı ve "Bu, çok çetin bir gündür!" dedi.
Ve elçilerimiz, Lut'a geldiğinde, kendilerini koruyacak gücü olmadığını görerek onlar hesabına derin bir kaygı duydu ve "Zor bir gün, bu!" diye belirtti, (kaygısını).
Elçilerimiz Lut'a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve "Bu çok zor bir gün" dedi.
Vakta ki Resullerimiz Luta vardılar onların yüzünden fenalaştı, eli ayağı dolaştı, bu çok müşkil bir gün dedi
Elçilerimiz Lut'a gelince onlar yüzünden kaygılandı. onlar için arşını daraldı (ne yapacağını şaşırdı): "Bu, çetin bir gündür!" dedi.
Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi.
Vaktaki elçilerimiz Luta geldi. O, bunlar yüzünden kaygıya düşdü, bunlar yüzünden göğsü daraldı ve: "Bu çetin bir gündür" dedi.
Elçilerimiz Lut'a gelince; onların gelmelerinden endişeye düştü, çok sıkıldı ve: İşte bu çok çetin bir gündür, dedi.
Elçilerimiz, Lut'a gelince endişelendi. Onları korumaktan aciz olduğu için sıkıntı bastı ve "Zorlu bir gün." dedi.
O elçilerimiz Lut'a gelince o fena halde sıkıldı, onlar yüzünden göğsü daraldı ve:"Gerçekten bu gün pek çetin bir gün!" dedi.
Rasullerimiz Lut'a geldikleri vakit, (onlar yüzünden) kendini kötü hissetti; (onları koruyamayacağı endişesiyle) içi daraldı ve: "Bu zor bir gündür" dedi.
Elçilerimiz Lut'a gelince, onlara kötü davranıldı. Bu durum (Lut'un) canını sıktı ve (kendi kendine), 'Bu, zor bir gün olacak,' dedi.
Elçilerimiz Lut'a vardıklarında, onların yüzünden fenalaştı. Onlara karşı eli ayağı birbirine dolaştı. "Bu çok zorlu bir gün." dedi.
And when Our messengers came to Lot, he was grieved on their account and he felt discomfort for them and said: "This is a distressful day. "
And when Our messengers came to Lot, he was distressed for them and straitened with unease for them; and he said: “This is a trying day.”
When Our messengers came to Lut, he was distressed for them, and very concerned for them, and said, ‘This is a dreadful day. ’
When our messengers went to Lot, they were mistreated, and he was embarrassed by their presence. He said, "This is a difficult day."
And when Our messengers came to Lot, he was grieved by them and he felt discomfort for them and he said: "This is a distressful day."
When Our messengers came to Lot, he was grieved on their account and he felt discomfort for them and said, "This is a distressful day."