İşte bu sana vahiyle bildirdiğimiz; gaybi haberlerdendir. Yusuf'un kardeşleri bir araya gelip, tuzak kurmak için plan yaparlarken sen yanlarında değildin.
İşte bu kıssa, gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman, sen onların yanında değildin.
Bu(nlar), sana vahyetmekte olduğumuz gayb (bilinemeyen) haberlerindendir. Onlar tuzak kurarak (kötü) bir işte fikir birliğine vardıklarında sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
Bunlar, sana vahiy ettiğimiz geçmişin haberleridir. Onlar topluca karar alıp düzen kurarlarken sen onların yanında değildin.
İşte bu sana vahiyle bildirdiğimiz; gaybi* haberlerdendir. Yusuf'un kardeşleri bir araya gelip, tuzak kurmak için plan yaparlarken sen yanlarında değildin.
İşte bu, gizli kalmış bilgilerdendir; sana vahiy yoluyla bildiriyoruz. (Kardeşleri Yusuf'a) Tuzak kurarlarken ve görüş birliğine vardıkları sırada yanlarında değildin.
İşte bunlar, sana bildirdiğimiz gizli gerçeklerin haberlerindendir. Oysa onlar dalavere çevirmek için topluca sözleştiklerinde, sen yanlarında değildin.
Bu olay, Bizim sana vahyettiğimiz gaybi haberlerden biridir; üstelik sen, onlar tuzak kurmak amacıyla plan yapmak için bir araya geldiklerinde onların yanında da değildin.
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar birlikte karar verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.
İşte bu gayb haberlerindendir ki sana onu vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin.
(Ey peygamber!) sana böylece vahyettiklerimiz senin önceden bilmediğin haberlerdendir; çünkü yapacak oldukları işe karar verdikleri ve tuzaklarını kurdukları zaman sen Yusuf'un kardeşlerinin yanında değildin.
İşte bu (kıssa), gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin.
Bu işte, gayb haberlerinden, sana onu vahy ile bildiriyoruz, yoksa onlar işlerine karar verip mekir yaparlarken sen yanlarında değildin
(Ey Muhammed) bu (anlatılanlar), sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar kararlarını verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli düzeni kurarlarken, buyrultularında birleştiklerinde (ecmaü) sen yanlarında değildin.
(Habibim), bu (kıssa), sana vahy edegeldiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) onlar hıyle yaparak işleyecekleri işi kararlaşdırdıkları zaman sen yanlarında değildin.
Bunlar gayb haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, elbirliği edip düzen kurdukları zaman; sen, orada değildin.
İşte sana vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar bir araya gelip, düzen kurarlarken yanlarında değildin.
İşte bunlar, ey Resulüm, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz gaybi hadiselerdendir. Yoksa onlar, tuzak kurmak ve planlarını kararlaştırmak için toplandıklarında elbette sen onların yanında bulunmuyordun.
İşte bu algılanamayan alemlerin haberlerindendir ki onu sana vahyediyoruz.. . Onlar (Yusuf'a tuzak kuran kardeşleri) mekr yaparak bu işleri oluşturduklarında onların yanında değildin.
Bunlar, sana vahyettiğimiz geçmişin haberleridir. Onlar topluca karar alıp düzen kurarlarken sen onların yanında değildin.
İşte bu sana vahiyle bir bildirdiğimiz; gayb* haberlerdendir. Yusuf'un kardeşleri bir araya gelip, tuzak kurmak için plan yaparlarken sen yanlarında değildin.
That is from the news of the unseen that We inspire to you. You were not amongst them when they arranged their plan and were scheming.
That is of the reports of the Unseen which We reveal to thee; and thou wast not with them when they resolved upon their affair, when they were scheming.
This is news of the Unseen which We reveal to you. You were not with them when they decided what to do and devised their scheme.
This is news from the past that we reveal to you. You were not present when they made their unanimous decision (to throw Joseph in the well), as they conspired together.
Thatis from the news of the unseen that We inspire to you. You were not among them when they arranged their plan and were scheming.
That is from the news of the unseen that We inspire to you. You were not amongst them when they arranged their plan and were scheming.