Yüklerini yükletirken su kabını öz kardeşinin yükü içine koydurttu. Sonra bir çağırıcı: "Ey kervancılar! Siz hırsız kimselersiniz." diye seslendi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felemma | ne zaman ki | |
2 | cehhezehum | hazırlatırken | جهز |
3 | bicehazihim | onların yüklerini | جهز |
4 | ceale | koydu | جعل |
5 | s-sikayete | su tasını | سقي |
6 | fi | içine | |
7 | rahli | yükünün | رحل |
8 | ehihi | kardeşinin | اخو |
9 | summe | sonra | |
10 | ezzene | seslendi | اذن |
11 | mu'ezzinun | bir tellal | اذن |
12 | eyyetuha | Ey | |
13 | l-iyru | kervan | عير |
14 | innekum | şüphesiz siz | |
15 | lesarikune | hırsızsınız | سرق |
Yusuf, onların yüklerini hazırlatırken değerli bir kaseyi, öz kardeşinin yüküne koydu. Sonra da arkadan biri,"Ey kafile, siz mutlaka hırsızlarsınız!" diye bağırdı.
(Yusuf) onların yükünü hazırlattığında bir su kabını kardeşinin yükünün içine koy(dur)muştu. (Kervan hareket ettikten) sonra bir seslenici: "Ey kervan! Siz hırsızsınız!" diye seslenmişti.
Onların erzak yükünü hazırlatınca bir su kabını kardeşinin torbasına koydu. Daha sonra birisi şöyle seslendi: "Ey kervan siz hırsızlarsınız."
Yüklerini yükletirken su kabını öz kardeşinin yükü içine koydurttu. Sonra bir çağırıcı: "Ey kervancılar! Siz hırsız kimselersiniz." diye seslendi.
Onların mallarını yüklettikten sonra su tasını öz kardeşinin yükü arasına koydu. Daha sonra bir tellal yüksek sesle bağırdı: "Kervancılar! Siz hırsızsınız."
Ardından, onların yüklerini hazırlatırken, su kupasını kardeşinin yüküne koydurdu. Sonra, bir duyurucu seslendi: "Ey kervancılar; bu hırsızlığı, kesinlikle siz yaptınız!"
En sonunda, yüklerinin yüklenme işlemi tamamlanınca, su kabını öz kardeşinin denkleri arasına koydurttu. Ardından bir görevli "Siz ey kervancılar! Evet, kesinlikle siz yapmış olmalısınız (bu) hırsızlığı!" diye bağırdı.
Yusuf, kardeşlerinin yüklerini hazırlatırken su kabını öz kardeşinin yükü içine koydu. Sonra bir ünleyici şöyle haykırdı: "Ey kafile, siz herhalde hırsızlık ettiniz!"
Erzak yüklerini kendilerine hazırlayınca da, su kabını kardeşinin yükü içine bıraktı, sonra bir münadi (şöyle) seslendi: "Ey kafile, sizler gerçekten hırsızsınız."
Sonra onların bütün hazırlıklarını yaptığı vakit, su kabını kardeşinin yükü içine koydu, sonra da bir çağırıcı: "Ey kafile, siz kesinlikle hırsızlık yapmışsınız!" diye seslendi.
Ve (sonra) onların yüklerini yükletirken (Kral'ın) su kabını (küçük) kardeşinin denkleri arasına koydurttu. Ve (böylece onlar, bundan habersiz, şehirden ayrılırken) bir çığırtkan: "Ey kervancılar!" diye bağırdı, "Meğer ne hırsızlarmışsınız siz!"
Yusuf, onların yüklerini hazırlatırken su kabını kardeşinin yüküne koydurdu. Sonra da bir çağırıcı şöyle seslendi: "Ey kervancılar! Siz hırsızsınız."
Sonra onları bütün hazırlıkları ile techiz ettiği vakıt su kabını kardeşinin yükü içine koydu, sonra da bir münadi bağırdı: ey karban siz her halde hırsızlık etmişsiniz
Onların yüklerini hazırlatırken su tasını (öz) kardeşinin yükünün içine koydu. (Kervan hareket ettikten) sonra bir ünleyici şöyle seslendi: "Ey kervan, siz hırsızlarsınız!"
Erzak yüklerini kendilerine hazırlayınca da, su kabını kardeşinin yükü içine bıraktı, sonra bir münadi (şöyle) seslendi: "Ey kafile, sizler gerçekten hırsızsınız."
Vaktaki (Yuusuf) onların (zahire) yüklerini hazırladı. Su kabını öz kardeşinin yükü içine koydu! Sonra bir münadi (arkalarından) şöyle bağırdı: "Ey kaafile (durun), siz seksiz şübhesiz hırsızlarsınız"!.
Onların yüklerini yüklettiğinde su kabını öz kardeşinin yüküne koydurdu. Sonra bir münadi: Ey kafile; siz gerçekten hırsızlarsınız, diye bağırdı.
Yusuf onların yüklerini yükletirken, bir su kabını kardeşinin yüküne koydurdu. Sonra bir çağırıcı: -Ey kafile, siz hırsızsınız! diye bağırdı.
Onların yüklerini hazırlatırken, su kabını, öz kardeşinin yükünün içine koydurdu. Kervan hareket edince de Yusuf'un görevlilerinden biri: "Ey kafile! Durun, siz hırsızlık yapmışsınız!" diye nida etti.
(Yusuf) onların erzaklarını yüklettikten sonra bir su içme kabını kardeşinin yükü içine koydurttu.. . Sonra bir haberci ve adamları arkalarından koşup: "Ey kervan halkı. . . Siz hırsızsınız!" diye bağırdı.
Onların erzak yükünü hazırlatınca bir su kabını kardeşinin torbasına koydu. Daha sonra bir ünleyici şöyle seslendi: 'Ey kervan siz hırsızlarsınız.'
Yüklerini yükletirken su kabını öz kardeşinin yükü içine koydurttu. Sonra bir çağırıcı: "Ey kervancılar! Siz hırsız kimselersiniz." diye seslendi.
So when he furnished them with their provisions, he placed the measuring bowl in his brothers bag, then a caller cried out: "O you in the caravan, you are thieves!"
And when he had furnished them with their provisions, he put the drinking-cup into the saddlebag of his brother. Then a crier cried: “O you of the caravan: you are thieves!”
Then when he had supplied them with their needs, he put the goblet in his brother’s bag. A herald called out, ‘Caravan! You are thieves!’
When he provided them with their provisions, he placed the drinking cup in his brother's bag, then an announcer announced: "The owners of this caravan are thieves."
So when he furnished them with their provisions, he placed the measuring bowl in the saddlebag of his brother, then a caller cried out: "O you in the caravan, you are thieves!"
When he furnished them with their provisions, he placed the measuring bowl in his brother's bag. Then a caller cried out: "O you in the caravan, you are thieves!"