Rabb'lerine nankörlük edenlerin yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. İşte bu derin bir sapkınlıktır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | meselu | durumu | مثل |
2 | ellezine | kimselerin | |
3 | keferu | inkar eden(lerin) | كفر |
4 | birabbihim | Rablerini | ربب |
5 | ea'maluhum | işleri | عمل |
6 | keramadin | küle benzer | رمد |
7 | şteddet | savurduğu | شدد |
8 | bihi | onu | |
9 | r-rihu | rüzgarın | روح |
10 | fi | ||
11 | yevmin | bir günde | يوم |
12 | aasifin | fırtınalı | عصف |
13 | la | ||
14 | yekdirune | ele geçiremezler | قدر |
15 | mimma | şeylerden | |
16 | kesebu | kazandıkları | كسب |
17 | ala | ||
18 | şey'in | hiçbir şeyi | شيا |
19 | zalike | işte | |
20 | huve | o | |
21 | d-delalu | sapıklıktır | ضلل |
22 | l-beiydu | derin | بعد |
Rabblerini inkar edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgarın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.
Rablerini inkâr edenlerin durumu, işleri fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer.* Kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremezler.* Asıl uzak sapkınlık işte budur!
Rab'lerini inkar edenlerin yaptıkları işler, fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte gerçek kayıp budur.
Rabb'lerine nankörlük edenlerin yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. İşte bu derin bir sapkınlıktır.
Rablerini görmezlikten gelenlerin işleri, fırtınalı bir günde sert rüzgarların savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. Telafisi mümkün olmayan kayıp işte budur.
Efendilerine nankörlük edenlerin yaptıkları, fırtınalı bir günde, rüzgarın güçlü bir etkiyle savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler; derin sapkınlık, işte budur.
Rablerini inkarda direnenlerin yapıp ettikleri (iyi şeyler), fırtınalı bir günde rüzgarın haşince saçıp savurduğu küle benzer; onların eline kazandıklarından hiçbir şey geçmiz. Bu işte budur telafisi mümkün olmayan büyük kayıp.
Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgarın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.
Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur.
Rablerine küfredenlerin misali şöyledir: Amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer; kazandıklarından hiçbir şey ellerine geçmez! İşte asıl o uzak sapıklık budur.
Rablerini inkara şartlanmış olanların yapıp ettikleri, fırtınalı bir günde rüzgarın hışımla saçıp savurduğu küle benzemektedir; böyleleri kazandıkları (iyi) şeylerden (de ahirette) hiçbir yarar sağlayamazlar: çünkü (Allah'a karşı sergiledikleri) bu (inkarcı tutum) sapıklıkların en kötüsüdür.
Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu, derin sapıklıktır.
Rablarına küfredenlerin meseli şudur: amelleri bir küle benzer ki onu fırtınalı bir günde rüzgar şiddetli savurmaktadır, kazandıklarından hiç bir şey ellerine geçmez, işte budur asıl o uzak dalal
Rablerine karşı nankörlük edenlerin iyi işleri, tıpkı fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi ele geçiremezler. İşte derin sapıklık budur!
Rablerine küfredenlerin durumu şudur: Onların yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur.
Rablerini küfr-ü inkar edenlerin misali şudur: yapdıkları işler fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey'i ellerine geçiremezler. İşte bu, (Hakdan) uzak sapıklığın ta kendisidir.
Rabblarına küfredenlerin hali; fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. Yaptıklarından dolayı hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, uzak bir sapıklıktır.
Rablerini tanımayanların işleri, fırtınalı bir günde, rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer; kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte en uzak sapıklık odur.
Rab'lerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların iyi işleri, bir kül yığınına benzer. Fırtınalı bir günde rüzgar onu şiddetle savurmaktadır... Kazandıklarından hiç bir şeyi ellerinde tutamıyorlar. İşte asıl kayıp, asıl sapıklık budur!
Rablerini (hakikatlerindeki Esma özelliklerini) küfür (inkar) edenlerin yaptıklarının misali, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer.. . Kazandıklarından bir şey elde edemezler. . . İşte bu, (hakikatten) en büyük sapmanın ta kendisidir!
Rab'lerini inkar edenlerin yaptıkları işler, fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. İşte gerçek kayıp budur.
Rabb'lerine nankörlük edenlerin yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. İşte bu derin bir sapkınlıktır.
The example of those who reject their Lord is that their works are like ashes, on which the wind blows strongly on a stormy day, they cannot get anything of what they earned. Such is the farthest misguidance.
The likeness of those who deny their Lord: their works are as ashes the wind scatters on a day of tempest; they possess nothing of what they earned — that is the extreme error.
The metaphor of those who reject their Lord is that their actions are like ashes scattered by strong winds on a stormy day. They have no power at all over anything they have earned. That is extreme misguidance.
The allegory of those who disbelieve in their Lord: their works are like ashes in a violent wind, on a stormy day. They gain nothing from whatever they earn; such is the farthest straying.
Theexample of those who reject their Lord is that their works are like ashes, upon which the wind blows strongly on a stormy day, they cannot get anything of what they earned. Such is the farthest misguidance.
The example of those who reject their Lord is that their works are like ashes, on which the wind blows strongly on a stormy day; they cannot get anything of what they earned. Such is the farthest straying.