Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Yakınlık sahibine, düşkünlere ve yol oğluna yardım yap! Savurganlık yaparak saçıp savurma.

وَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهُ وَالْمِسْك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذ۪يراً
Ve ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebili ve la tubezzir tebzira.
#kelimeanlamkök
1ve ative verاتي
2za
3l-kurbaakrabayaقرب
4hakkahuhakkınıحقق
5velmiskineve yoksulaسكن
6vebneبني
7s-sebilive yolcuyaسبل
8ve la(fakat)
9tubezzirsaçıp savurmaبذر
10tebziransavurarakبذر
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Bir de akrabaya, yoksula ve yolcuya/çaresiz kalana hakkını ver! Gereksiz yere de saçıp savurma!

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver!* Saçıp savurma!*

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Akrabalara haklarını ver. İhtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... Ancak saçıp savurma.

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Yakınlık sahibine*, düşkünlere ve yol oğluna* yardım yap! Savurganlık yaparak saçıp savurma.

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Yakınlarına, yoksullara ve yolda kalanlara hakkını ver ama saçıp savurma.

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Ayrıca, yakınlara haklarını ver; yoksula ve yolda kalana da. Ve saçıp savurma.

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    (Ey insan!) Yakınlık sahiplerine hakkını ver; düşküne ve yolda kalmışa da... Fakat sakın ola ki (elinde avucunda olanı) amaçsız bir biçimde saçıp savurma!

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Akrabaya hakkını ver; yoksula, yolda kalmış olana da; bununla beraber saçıp savurma!

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    Ve (ey insanoğlu,) yakın(ların)a hak(lar)ını ver; düşküne de, yolda kalmışa da; ama sakın (elindekini) anlamsız, amaçsız bir biçimde saçıp savurma.

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Karabet sahibine de hakkını ver, miskine de, yolda kalmışa da, bununla beraber saçıp savurma

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.

  • Gültekin Onan

    Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.

  • İbni Kesir

    Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    (26-27) Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat, saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    (26-27) Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, sakın saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Yakınlara hakkını ver; yoksula ve yolda kalmışa da.. . (Fakat) ölçüsüz de dağıtma!

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Akrabalara haklarını ver. İhtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... Ancak saçıp savurma

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Yakınlık sahibine*, düşkünlere ve kendisini Allah'ın yoluna adamış olanlara* yardım yap! Savurganlık yaparak saçıp savurma.

  • Progressive Muslims

    And give the relative his due, and the poor, and the wayfarer; and do not waste excessively.

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    And give thou the relative his due, and the needy, and the wayfarer; but squander thou not wastefully,

  • Aisha Bewley

    Give your relatives their due, and the very poor and travellers but do not squander what you have.

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    You shall give the due alms to the relatives, the needy, the poor, and the traveling alien, but do not be excessive, extravagant.

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    And give the relative his due, and the poor, and the wayfarer; and do not waste excessively.

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    Give the relative his due, and the poor, and the wayfarer; and do not waste excessively.