Mücrimler ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ancak ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
Suçlular ateşi görecekler ve oraya düşmekte olduklarını anlayacaklar; ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.
Suçlular ateşi görür görmez, orayı boylayacaklarını iyice anlamış olacaklar;* ondan kaçış (kurtuluş yolu) da bulamayacaklardır.
Suçlular ateşi gördüler ve içine düşeceklerini anladılar; ondan kaçacak bir yer de bulamadılar.
Mücrimler* ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ancak ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
O suçlular ateşi görürler ve içine düşeceklerini anlarlar ama oradan dönme imkanı bulamazlar.
Suçlular, ateşi gördüler; artık içine düşeceklerini anladılar. Fakat ondan kaçış yolu bulamadılar.
Nihayet günahkarlar ateş görünce, kaçınılmaz olarak oraya gireceklerine akılları kesecek ve oradan kaçıp kurtulacak bir yol bulamayacaklar.
Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar.
Suçlu günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.
Suçlular ateşi görmüş artık ona düşeceklerini anlamışlardır da ondan kaçacak bir yer bulamamışlardır.
Ve günaha gömülüp gitmiş olanlar o zaman ateşi görecek ve oraya girmek zorunda olduklarını anlayacaklar ama ondan kaçmak kurtulmak için bir yol bulamayacaklar.
Suçlular (o gün) ateşi görünce, onun içine düşeceklerini iyice anlayacaklar ve ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.
Ve mücrimler ateşi görmüş, artık ona düşeceklerini anlamışlardır da ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır
Suçlular ateşi gördüler, artık içine düşeceklerini iyice anladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.
Suçlu günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.
Günahkarlar ateşi görmüşler de onun içerisine düşenlerin kendileri olduklarını anlamışlar, (fakat) ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Suçlular ateşi görünce; ona düşeceklerini anlarlar, ama ondan kaçacak yer bulamazlar.
Suçlular ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ama ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Suçlular ateşi gördüler, orayı boylayacaklarını iyice anladılar. Etrafı yokladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.
Suçlular ateşi gördüler de, artık onun içine kesin düşeceklerini bildiler.. . Ateş dışında gidebilecekleri bir yol yoktu!
Suçlular ateşi gördüler ve içine düşeceklerini anladılar; ondan kaçacak bir yer de bulamadılar.
Kötüler, ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ancak ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
And the criminals saw the Fire, and they realized they will be placed in it, and they did not find any way to avert it.
And the lawbreakers will see the Fire and realise that they are to fall therein; and they will not find an escape therefrom.
The evildoers will see the Fire and realise they are going to fall into it and find no way of escaping from it.
The guilty will see Hell, and will realize that they will fall into it. They will have no escape therefrom.
And the criminals saw the Fire, and they realized they will be placed in it, and they did not find any way to avert it.
The criminals saw the fire; realizing that they would be placed in it. They did not find any way to avert it.