Gaflet içinde olup, iman etmeyenleri, emrin yerine getirileceği pişmanlık günüyle uyar.
Sen onları pişmanlık günü hakkında uyar. Çünkü onlar gafletin içine dalmış oldukları halde ve henüz iman etmemişken iş olup bitmiştir.
Hükmün kesinleştiği o pişmanlık günü hakkında onları uyar! Onlar gaflettedir ve (ahirete) inanmazlar.
Yargının noktalanacağı Pişmanlık Günü hakkında onları uyar. Onlar hala aymazlık içinde gerçeği onaylamıyorlar.
Gaflet* içinde olup, iman etmeyenleri, emrin yerine getirileceği pişmanlık günüyle uyar.
İş bitirildiğinde korumasız kalacakları güne karşı onları uyar. Onlar, olacakların farkında değillerdir. Onlar (söylenenlere) inanmıyorlar.
Her şey için yargının verilmiş olacağı Pişmanlık Günü'yle onları uyar. Onlar, aymazlık içindeler; çünkü inanmıyorlar.
O halde, her şeyin hükmünün kesinleştiği an olan o derin pişmanlık günü konusunda onları uyar, zira onlar gaflet içindedirler; dahası onlar (dirileceklerine) hala inanmış değiller.
Sen onları, o hasret günü ile ilgili olarak uyar. Çünkü onlar gaflet içindeyken, iman da etmemişken iş bitirilmiş olacaktır.
İş(in) hükme bağlanıp biteceği, hasret gününe karşı onları uyar; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.
Onlar gaflet içinde iken, onlar iman etmezlerken, o hasret gününün, o işlerin bitirildiği saatin dehşetini kendilerine haber ver!
bunun içindir ki, her şeyin hükme bağlanmış olacağı o onmaz pişmanlıklar Günü('nün gelip çatması konusunda) onları uyar, çünkü onlar hala umursamazlık gösteriyor ve (o Gün'ün geleceğine) inanmıyorlar.
Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar.
Onlar gaflet içinde iken, onlar iyman etmezlerken, o hasret gününün, o iş bitirildiği saatin dehşetini kendilerine haber ver,
Onları şu hasret gününe karşı uyar ki, o zaman kendileri gaflet içinde inanmamakta ısrar ederlerken iş bitirilmiş olur (yaptıklarına pişman olup hasret çeker dururlar, ama iş işten geçmiştir artık).
Buyruğun bitirileceği / yerine getirileceği (kaza), hasret gününe karşı onları uyar. Onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.
(Habibim) sen onları bulacağı vakt ile, emr (-i ilahi) nin yerini hasret (ve nedamet) günü ile korkut. Onlar gaflet içindedirler, onlar haala iman etmiyorlar.
Sen, onları hasret günü ile korkut. O gün, onlar gaflet içinde inanmamakta iken, iş bitirilmiş olur.
-Sen, onları hasret günü ile korkut. Onlar gaflet içinde iman etmezken iş bitirilmiş olur.
Sen o hasret ve pişmanlık gününü, o haklarında ilahi hükmün yerini bulacağı günü anlatarak uyar onları! Ama onlar gaflet içindeler, hala iman etmiyorlar onlar.
Onları, olayın sonucunun yaşanacağı, hasret süreci hakkında uyar! Onlar kozaları içinde ve iman etmemiş bir haldeyken (iş bitirilecek).
Yargının noktalanacağı Keder Günü hakkında onları uyar. Onlar hala aymazlık içinde inanmıyorlar.
Gaflet* içinde olup, iman etmeyenleri, emrin yerine getirileceği pişmanlık günüyle uyar.
And warn them of the Day of remorse. When the matter is decided while they are oblivious, and they do not believe.
And warn thou them of the Day of Regret, when the matter will be concluded; but they are in heedlessness, and they do not believe.
Warn them of the Day of Bitter Regret when the affair will be resolved. But they take no notice. They have no iman.
Warn them about the day of remorse, when judgment will be issued. They are totally oblivious; they do not believe.
And warn them of the Day of Remorse. When the matter is decided while they are oblivious, and they do not believe.
Warn them of the day of remorse. When the matter is decided while they are oblivious, and they do not acknowledge.