Ve rahmetimizden onlara lutfettik. Onların doğrulukla anılmalarını sağladık.
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk, kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.
Onlara rahmetimizden lütufta bulunmuş ve kendilerine yüksek bir doğruluk dili vermiştik.*
Onlara rahmetimizden verdik. Onlara, doğru ve onurlu bir dil bağışladık.
Ve rahmetimizden onlara lutfettik*. Onların doğrulukla anılmalarını sağladık.
Onların, doğruluklarıyla ve yücelikleriyle dilden dile aktarılan kişiler olmasını sağladık.
Onlara, rahmetimizden de armağan ettik ve Onlar için çok yüce bir doğruluk dili oluşturduk.
dahası onlara rahmetimizi bahşettik; nihayet onları doğruluğun ve hakikatin yüce dili yaptık.
Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk.
Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Biz, bunlara rahmetimizden lütuflar, ihsanlar ettik ve hepsine dillerde yüksek bir doğruluk şanı verdik.
ve o'nları rahmetimizle ödüllendirdik. Ve o'nlara doğru olanı (başkalarına) ulaştırmaları için üstün bir anlatım gücü bahşettik.
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).
Ve bunlara rahmetimizden ihsanlar eyledik ve hepsine dillerde yüksek bir yad-ı sıdk verdik
Onlara rahmetimizden (mal ve çocuk) lutfettik ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Bunlara rahmetimizden (peygamberlik, mal ve evlad) lutfetdik. Onlar için çok yüce sadakat dili de verdik.
Bunlara rahmetimizden lutfettik. Onlar için yüce bir doğruluk dili verdik
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk ve onlara üstün bir doğruluk dili verdik.
Onlara rahmetimizden ihsanlarda bulunduk. Onlara dillerde ve dinlerde yüksek ve güzel bir nam bıraktık.
Onlara rahmetimizden hibe ettik ve onlarda Sıddıkiyet (Hakikati yaşayarak tasdik) ilminin yüce anlatım kuvvesini oluşturduk.
Onlara rahmetimizden verdik. Onlara, doğru ve onurlu bir dil bağışladık.
Ve rahmetimizden onlara lutfettik*. Onların doğrulukla anılmalarını sağladık.
And We granted them from Our mercy, and We made for them a tongue of truth to be heard.
And We gave to them of Our mercy, and We made for them a tongue of truthfulness exalted.
We endowed them with Our mercy and made them highly honoured.
We showered them with our mercy, and we granted them an honorable position in history.
And We granted them from Our mercy, and We made for them a tongue of truthfulness to be heard.
We granted them from Our mercy, and We made for them a tongue of truth to be heard.