Oraya varınca, "Ey Musa!" diye seslenildi.
Musa ateşin yanına gelince, "Ey Musa!" diye seslenildi.
Oraya ulaştığında (tarafımızdan) kendisine şöyle seslenilmişti:
Oraya varınca, "Ey Musa!" diye seslenildi.
Oraya varınca, "Ey Musa!" diye seslenildi.
Ateşin yanına varınca "Musa!" diye bir ses yükseldi.
Oraya geldiğinde, seslenildi: "Ey Musa!"
Fakat ateşe yaklaşınca ona (gaipten) "Ey Musa!" diye seslenildi;
Onun yanına geldiğinde kendisine "Musa!" diye seslenildi.
Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa."
Ona vardığı zaman, kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa!
Fakat ateşe yaklaşınca bir ses ona "Ey Musa!" diye seslendi,
Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: "Ey Musa!"
Vaktaki ona vardı kendine şöyle nida olundu
(Musa), o(ateşin yanı)na gelince kendisine "Ey Musa!" diye seslenildi.
Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa."
İşte (Musa) ona gidince kendisine (şöyle) nida olundu: "Ey Musa".
Ateşin yanına gelince; kendisine: Ey Musa, diye seslenildi.
Ateşin yanına geldiği zaman: -Ey Musa! diye seslenildi.
Ateşin yanına varınca birden: "Musa!" diye nida edildi.
Ona (ateşe) yaklaştığında: "Ya Musa" diye sesleniş algıladı.
Oraya varınca, 'Ey Musa!,' diye seslenildi.
Oraya varınca, "Ey Musa!" diye seslenildi.
So when he came to it he was called: "O Moses. "
And when he came to it, he was called: “O Moses:
Then when he reached it, a voice called out, ‘Musa!
When he came to it, he was called, "O, Moses.
So when he came to it he was called: "O Moses."
So when he came to it he was called: "O Moses."