Hani o bir ateş görmüş ve yanındakilere: "Ben bir ateş gördüm. Bekleyin! Belki ondan size bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum." demişti.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | iz | hani | |
2 | raa | görmüştü | راي |
3 | naran | bir ateş | نور |
4 | fekale | demişti | قول |
5 | liehlihi | ailesine | اهل |
6 | mkusu | siz durun | مكث |
7 | inni | elbette ben | |
8 | anestu | gördüm | انس |
9 | naran | bir ateş | نور |
10 | lealli | belki | |
11 | atikum | size getiririm | اتي |
12 | minha | ondan | |
13 | bikabesin | bir kor | قبس |
14 | ev | yahut | |
15 | ecidu | bulurum | وجد |
16 | ala | (yanında) | |
17 | n-nari | ateşin | نور |
18 | huden | bir yol gösteren | هدي |
Hani o, bir ateş görmüştü de, ailesine/toplumuna, "Durun! Ben bir ateş gördüm, ya ondan size bir kor getiririm ya da ateşin yanında bir rehber bulurum" demişti.
Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine, "(Siz burada) bekleyin! Bir ateş gördüm. Umarım ki ondan size bir kor (bir tutam ateş parçası) getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum." demişti.
Bir ateş görmüştü ve ailesine, "Burada durun, ben bir ateş gördüm. Olur ki size ondan bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.
Hani o bir ateş görmüş ve yanındakilere: "Ben bir ateş gördüm. Bekleyin! Belki ondan size bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum." demişti.
Bir gün bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: "Durun hele; bir ateş gördüm. Belki onun korundan biraz getiririm; belki de ateşin yanında yol gösterecek birini bulurum."
Bir ateş gördüğünde, ailesine, "Bekleyin!" dedi; "Aslında, bir ateş gördüm. Belki ondan bir kor parçası getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum!"
Hani o ateş türü cazip bir şey görmüştü de, ailesine hemen "Durun, bekleyin!" demişti; "Benim gözüme ateş türü bir şey ilişti; belki size ondan bir tutam kor getiririm veya ateşin etrafında bir yol gösterici bulurum".
Hani, bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: "Bekleyin! Gözüme bir ateş ilişti. Olabilir ki, ondan size bir kor parçası getiririm, yahut onun üzerinde bir kılavuz bulurum."
Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösterici bulurum."
Hani bir vakit o bir ateş gördü de ailesine: "Siz durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size ondan bir yalın kor getiririm veya ateşin yanında bir kılavuz bulurum." dedi.
Hani, o (uzakta) bir ateş görmüş ve ailesine: "Siz burada bekleyin; ben bir ateş gördüm" demişti, "belki size oradan bir tutam kor getiririm; yahut orada ateşin yanında bir yol gösterici bulurum".
Hani bir ateş görmüştü de ailesine, "Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm (oraya gidiyorum). Umarım ondan size bir kor ateş getiririm, yahut ateşin başında, yol gösterecek birini bulurum" demişti.
Bir vakıt o bir ateş gördü de ehline durun, dedi: benim gözüme bir ateş ilişti belki size ondan bir yalın getiririm, yahud üzerinde bir kılağuz bulurum
Hani (o) bir ateş görmüştü de ailesine: "Siz durun ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti.
Hani bir ateş görmüştü de, ehline (ailesine) şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösterici bulurum."
Hani o, bir ateş görmüşdü de aailesine: "Siz (burada) durun. Hakıykat ben (muunis) bir ateş gördüm. Belki ondan size bir kor getirir, yahud ateşin yanında doğru bir yol (gösterici) bulurum" demişdi.
Hani o; bir ateş görmüştü de ailesine: Durun, ben bir ateş gördüm. Size ya ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum, demişti.
Hani bir ateş görmüştü de ailesine: -Siz durun, ben bir ateş gördüm. Belki size ondan bir kor getiririm; veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum demişti.
Hani o çölde, gece yol alırken, bir ateş gördü uzaktan. "Durun!" dedi, ailesine: "Bir ateş ilişti gözüme. Oraya doğru gideyim, Belki oradan bir kor alıp size getiririm. Belki orada yolu bilen birini bulurum."
Hani (Musa) bir ateş gördü de ehline: "Yerinizde durun, muhakkak ki ben bir ateş hissettim.. . Belki ondan size bir kor parçası getiririm ya da o ateşin yanında bir kılavuz bulurum. "
Bir ateş görmüştü ve ailesine, 'Burada durun, ben bir ateş gördüm. Olur ki size ondan bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum,' demişti.
Hani o bir ateş görmüş ve yanındakilere: "Ben bir ateş gördüm. Bekleyin! Belki ondan size bir kor getiririm veya ateşin üzerinde bir yol gösteren bulurum." demişti.
When he saw a fire, so he said to his family: "Stay here, I have seen a fire, perhaps I can bring from it something, or find at the fire some guidance. "
When he saw a fire, and said to his people: “Stay here; I perceive a fire. I might bring you therefrom a firebrand, or find at the fire guidance.”
When he saw a fire and said to his family, ‘Wait here. I can make out a fire. Maybe I will bring you a brand from it, or will find guidance there.’
When he saw a fire, he said to his family, "Stay here. I have seen a fire. Maybe I can bring you some of it, or find some guidance at the fire."
When he saw a fire, he said to his family: "Stay here, I have seen a fire, perhaps I can bring a piece from it, or find at the fire some guidance."
When he saw a fire, so he said to his family: "Stay here, I have seen a fire, perhaps I can bring from it something, or find at the fire some guidance."