"Artık şefaat edecek kimsemiz de yok."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fema | artık yoktur | |
2 | lena | bizim | |
3 | min | ||
4 | şafiiyne | şefa'atçilerimiz | شفع |
- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."
Bizim için şefaatçiler de yok.
"Şimdi bizim ne şefaatçimiz var."
"Artık şefaat* edecek kimsemiz de yok."
Artık bizi ne kayıracak biri var,
"Artık, bizim için, ne bir ara bulucu var!"
gel gör ki, şimdi bize arka çıkan ne bir kimse var
"Artık ne şefaatçilerimiz var,
"Artık bizim için ne bir şefaatçi var,"
Bak şimdi bizim için ne şefaatçiler var,
Ama şimdi ne bir arka çıkanımız var,
"İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok."
Bak şimdi bizim için ne şefaatciler var
"Şimdi artık bizim ne şefa'atçilerimiz var",
"Artık bizim için ne bir şefaatçi var."
Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),
Şimdi bize şefaat eden kimse yoktur.
Şimdi, bir şefaatçimiz de yok..
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülalemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkan olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"
"Şefaatçimiz de yok. "
'Şimdi bizim ne şefaatçımız var.'
"Artık şefaat* edecek kimsemiz de yok."
"So we have none to intercede for us. "
“So now we have no intercessors,
and now we have no one to intercede for us;
"Now we have no intercessors.
"So we have none to intercede for us."
"So we have none to intercede for us."