"Gerçek bir dostumuz da."
- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."
Yakın bir dost da yok.
"Ne de yakın bir dostumuz."
"Gerçek bir dostumuz da."
Ne de bir can dostu.
"Ne de yakın bir dostumuz!"
ne de yürekten bir dost.
Ne sıcak, samimi bir dostumuz."
"Ne de candan, yakın bir dost."
ne de sadık bir dost!
ne de candan bir dostumuz.
"Candan bir dostumuz da yok."
Ne de yakın bir sadik
"Ne de sıcak bir dostumuz."
"Ne de candan, yakın bir dost."
"ne de candan bir dost yok".
Ve sıcak bir dostumuz da yoktur.
Sıcak bir dost da yok..
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülalemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkan olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"
"Güveneceğimiz bir dostumuz da yok. "
'Ne de yakın bir dostumuz.'
"Gerçek bir dostumuz da."
"Nor a close friend. "
“Nor sincere loyal friend.
we do not have a single loyal friend.
"Nor a single close friend.
"Nora close friend."
"Nor a close friend."