"Sen ise yapacağını yaptın. Sen kafirlerdensin."
- Firavun dedi ki: "Seni küçükken elimizde büyütmedik mi? Yanımızda yıllarca kalmadın mı? Oysa sen sonunda yapacağını yaptın. Sen nankörlerdensin."
Yaptığın o işini de yapmıştın. Sen nankörlerdensin."*
"Sonunda yapacağını yaptın. Sen nankör birisin."
"Sen ise yapacağını yaptın. Sen kafirlerdensin.*"
Sonunda yapacağını yaptın; sen nankörün tekisin*."
"Sonunda yapacağını yaptın. Çünkü sen, nankörün tekisin!"
Ama en sonunda sen yine yapacağını yaptın ve nankörlerden biri olup çıktın!"
"Ve sonunda o yaptığını da yaptın. Nankörlerden birisin sen."
"Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin."
hem de o yaptığın (kötü) işi yaptın; o halde sen o nankör kafirlerdensin!"
Ama sonunda yapacağını yaptın ve nankör biri oldu(ğunu gösterdi)n!"
"(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün). Sen nankörlerdensin."
Hem de o yaptığın fi'li yaptın, o halde sen o nankör kafirlerdensin
"Ve sonunda o yaptığını da yaptın, sen nankörlerden birisin."
"Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen kafirlerdensin."
"O yapdığın fi'li de sen işledin. Sen nankörlerdensin".
Ve yapacağın işi de yaptın. Sen nankörlerdensin.
Sonunda yapacağını yaptın, Sen nankörün birisin!
"Sonunda da bildiğin o işi yapmıştın. Sen doğrusu nankörün tekisin!"
"Bir de o fiili işledin! (Firavun'un halkından birini öldürmek).. . Sen nankörlerdensin!"
'Sonunda yapacağını yaptın. Sen nankör birisin.'
"Sen ise yapacağını yaptın. Sen kafirlerdensin.*"
"And you did what deed you did, and you are of the rejecters. "
“And thou didst thy deed which thou didst, and wast of the false claimers of guidance.”
Yet you did the deed you did and were ungrateful. ’
"Then you committed the crime that you committed, and you were ungrateful."
"And you did that deed you did, and you are of the rejecters."
"You did the deed what you did, and you are of the ingrates."