"Ve sonrakiler arasında güzel bir ün ile anılmamı nasip et."
-"Sonraki nesiller arasında benim doğrulukla anılmamı sağla. Beni nimet cennetine varis olaylardan eyle. Babamı da bağışla; o, doğrusu şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalple gelenden başkasına mal ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma!"
Bana, (benden) sonra gelecekler arasında iyilikle anılmayı nasip et!
"Beni, sonraki nesiller için iyi bir örnek kıl."
"Ve sonrakiler arasında güzel bir ün ile anılmamı nasip et."
Benim, gelecek nesiller içinde doğru anılmamı nasip eyle.
"Sonraki kuşaklara doğruyu iletmemi sağla!"
Ve beni dillerde doğruluk timsali olarak anılan biri yap
"Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur."
"Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver."
Ve bana gelecekler içinde güzel bir nam tahsis eyle!
ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana;
"Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl."
Ve bana sonrakiler içinde bir "lisanı sıdık" tahsıys eyle
"Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!"
"Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver."
"(Benden) sonrakiler içinde benim için (bir) lisan-ı sıdk ver".
Ve sonrakiler içinde bana doğru söyler bir dil ihsan et.
..Ve beni, sonrakiler içinde "doğrunun sözcüsü" yap!
Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasib eyle bana.
"Arkamdan geleceklere de hakikati iletmemi sağla!"
'Beni, sonraki nesiller için iyi bir örnek kıl.'
"Ve sonrakiler arasında güzel bir ün ile anılmamı nasip et."
"And give me a tongue that is true for those who will follow. "
“And appoint Thou for me a tongue of truth among those who come later.
and make me highly esteemed among the later peoples;
"Let the example I set for the future generations be a good one.
"And give me a tongue that is true for those who will follow."
"Give me a tongue that is true for those who will follow."