Ve onların üzerlerine taştan yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru; çok kötü oldu.
Geride kalanların üzerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların bu yağmuru ne kötü idi!
Üzerlerine büyük bir bela yağmuru yağdırmıştık. Uyarılanların (ama yola gelmeyenlerin) bela yağmuru ne de kötü (olmuştu)!
Onların üzerine bir çeşit yağmur yağdırdık. Uyarılmış bulunanların yağmuru ne de kötü idi.
Ve onların üzerlerine taştan* yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru; çok kötü oldu.
Üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılmış kimselerin yağmuru ne kötüydü!
Ve onların üzerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Nihayet (bela) sağanağını üzerlerine boca ettik: ve uyarılan (fakat uslanmayan) kimselerin maruz kaldığı sağanağın ne berbat olduğunu (gösterdik)!
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Uyarılmış olanlar üzerine inen yağmur da ne kötüdür!
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Onların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötüdür o uyarılmış olanların yağmuru!
Ve ötekilerin üzerine (yok edici) bir yağmur yağdırdık; uyarıl(dıkları halde aldırmay)anların uğradığı bu yağmur ne korkunç bir yağmurdur!
Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kötüydü!
Ve onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırmıştık ki ne kötüdür o münzerin yağmuru?
Üzerlerine (pişmiş çamurdan bir taş) yağmur(u) indirdik. Uyarıl(ıp da aldırmay)anların yağmuru gerçekten ne kötü oldu!
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Onların üstüne öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötü idi inzar edilenlerin yağmuru!
Onların üzerine bir yağmur yağdırdık. Ne kötü idi uyarılanların yağmuru.
O halkın üzerine (kahredici) bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötü...
Üzerlerine öyle berbat bir yağmur indirdik ki! Uyarılıp da aldırmayanların maruz kaldıkları o yağmur ne fena bir yağmurdu!
Ve onların üzerine bir yağmur da yağdırdık ki! Uyarılanların yağmuru ne kötüdür!
Onların üzerine bir çeşit yağmur yağdırdık. Uyarılmış bulunanların yağmuru ne de kötü idi.
Ve onların üzerlerine taştan* yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru; çok kötü oldu.
And We rained down a rain upon them. Miserable was the rain of those warned.
And We rained upon them a rain; and evil is the rain of those who were warned.
We rained down a rain upon them. How evil is the rain of those who are warned!
We showered them with a certain shower. It was a miserable shower upon people who had been warned.
And We rained down a rain upon them. Miserable was the rain of those warned.
We rained down a rain upon them. Miserable was the rain of those warned.