Dün, onun yerinde olmayı isteyenler; bugün, "Demek ki, kullarından dilediğine rızkı genişleten ve ölçülendiren Allah'mış. Eğer Allah bize lutfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki Kafirler kurtuluşa eremezler." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve esbeha | ve başladılar | صبح |
2 | ellezine | ||
3 | temennev | ve isteyenler | مني |
4 | mekanehu | onun yerinde olmayı | كون |
5 | bil-emsi | dün | |
6 | yekulune | demeğe | قول |
7 | veykeenne | vay demek ki | |
8 | llahe | Allah | |
9 | yebsutu | bollaştırıyor | بسط |
10 | r-rizka | rızkı | رزق |
11 | limen | kimseye | |
12 | yeşa'u | dilediği | شيا |
13 | min | -ndan | |
14 | ibadihi | kulları- | عبد |
15 | ve yekdiru | ve kısıyor | قدر |
16 | levla | olmasaydı | |
17 | en | ||
18 | menne | lutfetmesi | منن |
19 | llahu | Allah'ın | |
20 | aleyna | bize | |
21 | lehasefe | yere batırırdı | خسف |
22 | bina | bizi de | |
23 | veykeennehu | demekki gerçekten | |
24 | la | ||
25 | yuflihu | iflah olmaz | فلح |
26 | l-kafirune | kafirler | كفر |
Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler, "Demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletiyor; dilediğine de daraltıyor. Şayet Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay! Demek ki inkarcılar iflah olmazmış!" demeye başladılar.
Daha dün onun (Karun'un) yerinde olmayı isteyenler şöyle diyorlardı: "Vay! Demek ki Allah rızkı kullarından dilediğine (layık olana) açarak (bol) da veriyor, kısarak (dar) da.* Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi de (yerin dibine) geçirirdi. Vay! Demek ki kâfirler kurtulamazmış!"*
Bir önceki gün onun durumuna imrenenler, "Demek ki ALLAH kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğine de kısar. ALLAH bize lütfetmeseydi bizi de batırırdı. Demek kafirler başarıya ulaşamazlar" demeye başladılar.
Dün, onun yerinde olmayı isteyenler; bugün, "Demek ki, kullarından dilediğine rızkı genişleten ve ölçülendiren Allah'mış. Eğer Allah bize lutfetmiş* olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki Kafirler* kurtuluşa eremezler." dediler.
Düne kadar onun yerinde olmak isteyenler şöyle demeye başladılar: "Vay be! Demek ki Allah rızkı, kimi kullarının önüne seriyor, kimi kullarına da ölçülü olarak veriyormuş. Allah yüzümüze bakmasaydı bizi de batırırdı. Vay be! Demek ki, nankörler iflah olmazlarmış."
Daha dün onun yerinde olmak isteyenler, sabahleyin, şöyle dediler: "Vay! Demek ki, Allah, dilediği kulunun geçimini hem genişletiyor hem de daraltıyor. Allah, bize lütufta bulunmasaydı, kesinlikle bizi de yerin dibine geçirirdi!" "Vay! Demek ki, nankörlük edenler iyi bir duruma gelmiyorlar!"
Daha dün onun yerinde olmaya can atanlar diyordu ki: "Vay canına! Demek ki kullarından dileyenin rızkını genişletmeyi dileyen, dileyenin kini de sınırlamayı dileyen Allah'mış! Eğer Allah bize lutfetmemiş olsaydı, elbet bizi de yerin dibine geçirirdi! Vay be! Görülen o ki, meğer nankörler asla iflah olmazmış!"
Akşam onun mevkiine/konumuna imrenenler sabah şöyle diyorlardı: "Vay be! Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayıyor, dilediğine de ölçüyle veriyor/kısıyor. Allah bize lütufta bulunmasaydı, vallahi bizi de batırmıştı. Demek ki, inkarcılar asla iflah etmiyorlar."
Dün, onun yerinde olmayı dileyenler, sabahladıklarında: "Vay, demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletip yaymakta ve kısıp daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten inkar edenler felah bulamaz" demeye başladılar.
Dün onun yerinde olmayı temenni edenler de bu sabah şöyle diyorlardı: "Vay be, demek ki, Allah, nimetini kullarından dilediğine seriyor ve kısıyor. Eğer Allah bize lutufta bulunmasaydı, bizi de batırmıştı. Ay, demek ki, gerçekten kafirler felah bulmayacaklar!"
Ve daha dün onun yerinde olmak isteyenler: "Vah bize!" dediler, "Demek ki, kullarından dilediğine rızkı geniş tutan, dilediğine de ölçülü, idareli veren Allah'mış! Ya Allah bize lütfetmemiş olsaydı, hiç şüphe yok, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vah vah, demek, hakkı inkar edenler iflah olmazmış!"
Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, "Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış. Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak" demeye başladılar.
Dün onun mevkıini temenni edenler de bu sabah şöyle diyorlardı: vayy be, demek ki Allah rızkı kullarından dilediğine seriyor ve kısıyor, eğer Allah bize lutf etmese idi bizi de batırmıştı, ayy demek ki hakıkat bu: kafirler felah bulmıyacak
Dün onun yerinde olmayı isteyenler: "Vay, demek Allah kullarından dilediğine rızkı açar ve kısar. Allah bize lutfetmiş olmasaydı, bizi de yere batırırdı. Demek gerçekten kafirler iflah olmaz!" demeğe başladılar.
Dün, onun yerinde olmayı dileyenler, sabahladıklarında: "Vay, demek ki Tanrı kullarından dilediğinin rızkını genişletip / yaymakta veya kısıp / daraltmaktadır. Eğer Tanrı bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten kafirler kurtuluşa eremezler" demeye başladılar.
Dün onun mevkiini temenni edenler sabahleyin (şöyle) diyorlardı: "Vay, demek ki Allah, kullarından kimi dilerse onun rızkını yayıyor (genişletiyor, yahud) daraltıyor. Allah bize lutfetmeseydi bizi de muhakkak batırırdı. Vay, demek ki hakıykat şudur: Kafirler felah bulmaz"!
Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler: Vay demek ki Allah; kullarından dilediğinin rızkını genişletip daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lutfetmemiş olsaydı; bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay, demek ki kafirler, asla felah bulmazlar, demeye başladılar.
Daha dün, onun yerinde olmayı arzu edenler: -Vay, demek ki, Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletiyor ve dilediğininkini daraltıyormuş. Allah'ın bize nimetleri olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay, demek ki inkarcılar kurtuluşa eremezlermiş, demeye başladılar.
Daha dün onun yerinde olmaya can atanlar bu sabah şöyle dediler: "Vah bize! Meğer Allah dilediği kimsenin rızkını bol bol verir, dilediğinin rızkını kısarmış! Şayet Allah bize lütfedip korumasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vah vah! Demek ki gerçekten kafirler iflah olmazmış!"
Daha dün onun (Karun'un) yerinde olmak isteyenler, şöyle diyerek sabahladı: "Vay, demek ki Allah kullarından dilediğinin yaşam gıdasını arttırıyor ve (dilediğine de) kısıyor! Allah bize lütfedip korumasaydı, elbette bizi de yerin dibine geçirirdi.. . Vay, demek ki hakikat bilgisini inkar edenler kurtulamazlar!"
Bir önceki gün onun durumuna imrenenler, 'Demek ki ALLAH kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğine de kısar. ALLAH bize lütfetmeseydi bizi de batırırdı. Demek kafirler başarıya ulaşamazlar,' demeye başladılar.
Dün, onun yerinde olmayı isteyenler; bugün, "Demek ki, kullarından dilediğine rızkı genişleten ve ölçülendiren Allah'mış. Eğer Allah bize lutfetmiş* olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay be! Demek ki gerçeği yalanlayan nankörler kurtuluşa eremezler." dediler.
And those who wished they were in his place the day before said: "Indeed it is God Who provides or restricts for whomever He chooses from among His servants. Had it not been for God's grace towards us, He could have caused the Earth to swallow us as well. We now realise that the rejecters never succeed."
And morning found those who had desired his place the day before, saying: “Oh, how God expands and straitens the provision for whom He wills of His servants! Had God not been gracious to us, He would have caused it to swallow us. And oh, how the false claimers of guidance do not succeed!”)
Those who had longed to take his place the day before woke up saying, ‘Allah expands the provision of any of His slaves He wills or restricts it. If Allah had not shown great kindness to us, we would have been swallowed up as well. Ah! Truly the kafirun are not successful.’
Those who were envious of him the day before said, "Now we realize that GOD is the One who provides for whomever He chooses from among His servants, and withholds. If it were not for GOD's grace towards us, He could have caused the earth to swallow us too. We now realize that the disbelievers never succeed."
And those who wished they were in his place the day before said: "Indeed it is God Who provides or restricts for whoever He chooses from among His servants. Had it not been for the grace of God towards us, He could have caused the earth to swallow us as well. We now realize that the rejecters never succeed."
Those who wished they were in his place the day before said, "Indeed it is God Who provides or restricts for whomever He chooses from among His servants. Had it not been for God's grace towards us, He could have caused the earth to swallow us as well. We now realize that the ingrates never succeed."