Nebi, Allah'ın farz kılması gereği olarak bir şeyi yapmasından dolayı suçlanamaz. Bu, daha önceki toplumlarda da geçerli olan Allah'ın yasasıdır. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir yazgıdır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ma | yoktur | |
2 | kane | كون | |
3 | ala | üzerine | |
4 | n-nebiyyi | nebi | نبا |
5 | min | herhangi | |
6 | haracin | bir güçlük | حرج |
7 | fima | bir şeyde | |
8 | ferade | takdir ettiği | فرض |
9 | llahu | Allah'ın | |
10 | lehu | kendisine | |
11 | sunnete | yasasıdır | سنن |
12 | llahi | Allah'ın | |
13 | fi | arasında | |
14 | ellezine | ||
15 | halev | geçenler | خلو |
16 | min | ||
17 | kablu | sizden önce | قبل |
18 | ve kane | ve | كون |
19 | emru | emri | امر |
20 | llahi | Allah'ın | |
21 | kaderan | bir kaderdir | قدر |
22 | mekduran | takdir edilmiş | قدر |
Allah'ın emrettiği bir şeyde peygamberine hiçbir sıkıntı yoktur. Bu, Allah'ın daha önce gelip geçmişlere uyguladığı bir yasasıdır. Allah'ın emri, mutlaka yerini bulur.
Allah'ın, kendisine farz kıldığı (bu) şeyde Peygamber'e herhangi bir vebal yoktur. Daha önce geçenler arasında da Allah'ın kanunu (buydu). Allah'ın emri belirlenmiş bir ölçüdür.
ALLAH'ın kendisine yasallaştırdığı bir konuda peygambere herhangi bir engel yoktur. Bu, öteden beri, gelmiş geçmişlere uygulanan ALLAH'ın sünneti (yasası) dır. ALLAH'ın emri, belirlenmiş ve kesinleşmiştir.*
Nebi, Allah'ın farz kılması gereği olarak bir şeyi yapmasından dolayı suçlanamaz. Bu, daha önceki toplumlarda da geçerli olan Allah'ın yasasıdır. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir yazgıdır.
Allah'ın, Nebisi için farz kıldıklarında sıkıntı doğuracak bir şey yoktur. Bu, Allah'ın bundan öncekilere de uyguladığı yasasıdır. Allah'ın emri ölçülü biçilidir.
Allah'ın, Onun için uygun gördüğünde, peygambere hiçbir engel yoktur. Allah'ın Yasası, öteden beri böyle gelip geçmiştir. Çünkü Allah'ın buyruğu, kaçınılmaz bir yazgıdır.
Allah'ın kendisini mecbur tuttuğu suç isnat edilemez. Allah'ın bu sünneti, daha önce gelip geçmiş olan (peygamberler) için de geçerliydi: sonuçta Allah'ın emri ölçülüp biçildiği gibi gerçekleşmiş oldu.
Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu, yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir/ölçüdür.
Allah'ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah'ın bir sünnetidir. Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir.
Peygambere, Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allah'ın adeti öyledir. Allah'ın emri biçilmiş bir kaderdir.
(O halde,) Allah'ın kendisi için takdir ettiği şeyi (yapmasından dolayı) Peygamber'e hiçbir suç isnad edilemez. (Gerçekte, bu) sizden önce gelip geçenler için de Allah'ın bir uygulamasıydı; ve (şunu unutma ki) Allah'ın iradesi mutlaka tecelli eder.
Allah'ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir hükümdür.
Peygambere Allahın takdir ettiği, mubah kıldığı şeyde bir darlık yoktur, bundan evvel geçen bütün Peygamberler hakkında Allahın sünneti böyle ve Allahın emri biçilmiş bir kader bulunuyor
Allah'n kendisine takdir ettiği bir şeyi yerine getirmekte, Peygambere herhangi bir güçlük yoktur. Sizden önce geçenler arasında da Allah'ın yasası böyle idi. Allah'ın emri, olup bitmiş bir şeydir.
Tanrı'nın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getrrme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Tanrı'nın bir sünnetidir. Tanrı'nın buyruğu takdir edilmiş bir kaderdir.
Peygamberlerin üstüne Allahın, farz etdiği herhangi bir şey (i ifa etmesin) de hiçbir vebal olmaz. (Nitekim) daha evvel geçmiş (peygamber) lerde de Allah bu aadeti (bir kanun yapmışdır). Allahın emri, behemehal yerini bulan bir kaderdir.
Allah'ın, kendisine farz kıldığı şeylerde peygamberine herhangi bir güçlük yoktur. Allah'ın önceden geçmişler hakkındaki sünnetidir. Ve Allah'ın emri, gereği gibi yerine gelmiştir.
Allah'ın kendisine uygun gördüğü şeyde peygambere bir günah yoktur. Daha önce geçenler için Allah'ın kanunu budur. Allah'ın emri yerine gelecek bir hükümdür.
Allah'ın, kendisine takdir edip helal kıldığı bir hususu yerine getirmekte Peygambere herhangi bir güçlük yoktur. Sizden önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyle cari olmuştur. Allah'ın emri, mutlaka yerini bulan bir kaderdir.
Allah'ın kendisine zorunlu kıldıklarında O Nebi'ye sorumluluk yoktur! Bu, önceden geçmişler içinde de Sünnetullah'tır.. . Allah'ın hükmü, planlanmış (yerine gelmesi kesin) bir kaderdir!
ALLAH'ın kendisine yasallaştırdığı bir konuda peygambere herhangi bir engel yoktur. Bu, öteden beri, gelmiş geçmişlere uygulanan ALLAH'ın sünneti (yasası) dır. ALLAH'ın emri, belirlenmiş ve kesinleşmiştir.
Nebi, Allah'ın emri gereği bir şeyi yapmasından dolayı suçlanamaz. Bu, daha önceki toplumlarda da geçerli olan Allah'ın yasasıdır. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir yazgıdır.
There is no blame on the prophet in doing anything that God has decreed upon him. Such was God's way with the people of old. And God's command is a determined duty.
There is no blame upon the Prophet concerning what God ordained for him. The practice of God among those who passed away before — and the command of God is a destiny decreed —
There is no restriction on the Prophet regarding anything Allah allots to him. This was Allah’s pattern with those who passed away before – and Allah’s command is a pre-ordained decree –
The prophet is not committing an error by doing anything that is made lawful by GOD. Such is GOD's system since the early generations. GOD's command is a sacred duty.
There is no blame on the prophet in doing anything that God has decreed upon him. Such was the way of God with the people of old. And the command of God is a determined duty.
There is no blame on the prophet in doing anything that God has decreed upon him. Such was God's sunna with the people of old. God's command is a determined duty.