Oysaki daha önce onu kesin olarak yalanlamışlardı. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
Onlar, bu duruma düşmeden önce inkar etmişler, bilmeden uzaktan taş atmışlardı.
Daha önce (dünyada) onu (gerçeği) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb (bilinemeyen) hakkında atıp tutuyorlardı.
Halbuki daha önce onu yalanlamışlardı. Bilgileri olmayan konularda uzaktan atıp tutuyorlardı.
Oysaki daha önce onu* kesin olarak yalanlamışlardı. Uzak bir yerden* gayb* hakkında atıp tutuyorlardı.
Oysa daha önce görmezlikten gelerek* uzakça bir yerden karanlığa taş atıyorlardı*.
Zaten daha önce, Onu inkar etmişlerdi ve gizli gerçekler hakkında uzaktan atıp duruyorlardı.
Oysa ki onlar daha önceden inkar etmişler ve (dünya gibi) uzak bir noktadan (ahiret gibi) idraki aşan bir gerçeğe dil uzatmışlardı.
Daha önce inkar etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden.
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).
Oysa daha önce O'na küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı.
Halbuki önceleri hakikati inkara kalkışmışlar ve insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere uzaktan dil uzatmışlardı.
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
Halbuki evvel ona küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak yerden görülmeyene taş atıyorlardı.
Oysa daha önce ona küfretmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).
Halbuki daha evvel ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gaybe atıb tutuyorlardı.
Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı.
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden atıp tutuyorlardı.
Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı!
Daha önce o hakikati inkar etmişlerdi! Hakikatten uzak olarak, gaybları hakkında ileri geri atıp tutuyorlardı.
Halbuki daha önce onu yalanlamışlardı. Bilgileri olmayan konularda uzaktan atıp tutuyorlardı.
Oysaki daha önce onu* kesin olarak yalanlamışlardı. Uzak bir yerden* gayb* hakkında atıp tutuyorlardı.
And they had rejected it in the past; and they conjectured about the unseen from a place far off.
When they denied it before, and attacked the Unseen from a place far away?
when beforehand they had rejected it, shooting forth about the Unseen from a distant place?
They have rejected it in the past; they have decided instead to uphold conjecture and guesswork.
And they had rejected it in the past; and they made allegations regarding the unseen, from a place far off.
They had rejected it in the past; and they conjectured about the unseen from a place far off.