Ant olsun ki Musa ve Harun'a nimetler verdik.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velekad | ve andolsun | |
2 | menenna | lutuflarda bulunduk | منن |
3 | ala | ||
4 | musa | Musa'ya | |
5 | ve harune | ve Harun'a |
Andolsun, biz Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk.
Yemin olsun ki biz Musa'ya ve Harun'a nimetler vermiştik.
Biz Musa'ya ve Harun'a iyilikte bulunmuştuk.
Ant olsun ki Musa ve Harun'a nimetler verdik.
Musa'ya ve Harun'a da iyiliklerde bulunmuştuk.
Gerçek şu ki, Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk.
Doğrusu Biz Musa'ya ve Harun'a da lütufta bulunmuştuk:
Yemin olsun, biz Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk.
Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.
Andolsun ki, Musa ile Harun'u da minnettar ettik.
Biz, Musaya ve Harun'a da lütufta bulunduk;
Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a da lütufta bulunduk.
Celalim hakkı için Musa ile Harunu da minnetdar eyledik
Andolsun Musa'ya ve Harun'a da lutuflarda bulunduk.
Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.
Andolsun biz Muusaya da, Haruuna da nimetler verdik.
Andolsun ki; Musa ve Harun'a da lutuf da bulunmuştuk.
Musa ve Harun'a da lütuflarda bulunmuştuk.
Biz Musa ile Harun'a da nübüvvet vererek ihsanda bulunduk.
Andolsun ki Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk!
Biz Musa'ya ve Harun'a iyilikte bulunmuştuk.
Ant olsun ki Musa ve Harun'a nimetler verdik.
And indeed, We have given Our grace to Moses and Aaron.
And We bestowed favour upon Moses and Aaron,
We showed great kindness to Musa and Harun.
We also blessed Moses and Aaron.
And indeed, We have given Our grace to Moses and Aaron.
Indeed, We have given Our grace to Moses and Aaron.