Hani o, dolu gemiye kaçmıştı.
Bir vakit, dolu gemi ile kaçmıştı.
Hani o, dolu bir gemiye (binip) kaçmıştı.
Dolu bir gemiye kaçmıştı.
Hani o, dolu gemiye kaçmıştı.
O da bir gün yükünü tam almış bir gemiye kaçmıştı.
Yüklü bir gemiyle kaçmıştı.
Hani o efendisinden kaçan bir köle gibi ağzına kadar dolu bir gemiyle kaçmıştı.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.
Hani bir vakit dolu gemiye kaç(ıp sığın)mıştı,
kaçak bir köle gibi, yüklü bir gemiye (binip) kaçmıştı.
Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti.
Hani bir vakıt dolu gemiye kaçmıştı,
Dolu gemiye kaçmıştı.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmışdı.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.
Dolu bir gemiye binmişti.
Hani o, Rabbinden izinsiz kaçıp yolcusunu doldurmuş gemiye kendini atmıştı.
Hani o dopdolu gemiye kaçmıştı (Hakikat bilgisine rağmen halkına yararlı olamadığı düşüncesiyle sıradan yaşamına dönmüştü).
Dolu bir gemiye kaçmıştı.
Hani o, dolu gemiye kaçmıştı.
When he escaped to the charged ship.
When he fled to the laden ship,
When he ran away to the fully laden ship
He escaped to the loaded ship.
When he escaped to the charged ship.
When he escaped to the charged ship.